Mecburi ve geçici bir ittifak
Nasıl olur da ilkokul mezunu şarlatan bir imam, Washington Post gibi özünde elit bir yayın organında yalanlar dolu bir makale yazabilir. Bir: Amerikalılar Fethullah Gülen’i hâlâ tam olarak tanımıyor. İki:...
Nasıl olur da ilkokul mezunu şarlatan bir imam, Washington Post gibi özünde elit bir yayın organında yalanlar dolu bir makale yazabilir.
Bir: Amerikalılar Fethullah Gülen’i hâlâ tam olarak tanımıyor.
İki: Amerikalıların şimdilik Gülen’i tanımak işlerine gelmiyor.
Kuşkusuz iki gerekçe de birbirinden bağımsız değil, Gülen’in gerçek yüzünün bilinmemesi önemli bir faktör. Post’un Gülen makalesini basmasını ciddiye almalıyız. Demek ki medya ve akademide hâlâ Gülen’in bir İslam bilgini olduğu yalanına inananlar var. Dahası, hâlâ FETÖ tehlikesi de tam olarak kavranmamış. Nasıl anlatacağız?
LİBERAL ABLUKA
Türkiye’de yıllar boyunca yabancı kamuoyunu etkileyecek konumdaki isimler, bir liberal ablukanın altındaydı. Diplomatlardan basın temsilcilerine Türkiye’ye kim ayak basarsa hemen Cengiz Çandar’ı, YavuzBaydar’ı falan bulup ülkeyi onların çarpık perspektifinden dinliyordu. Kimi FETÖ tarafından da beslenen bu düşük liberallerin bir özelliği iyi yabancı dil konuşmaları, bir diğer özelliği de aralarına kimseyi sokmamalarıydı.
Doğrusu bu liberal ablukayı kırmak da kolay değildi... Oysa mesela KadriGürsel bu liberal lobiye rağmen dünyada ciddiye alınan, sözüne kulak verilen bir gazeteci olarak Türkiye’den muhatap alınmaya başlamıştı. Yabancı basınla, yurtdışındaki meslek örgütleriyle ilişkileri bulunan Gürsel, daha FETÖ konusu popüler değilken yazıları ve televizyon konuşmalarıyla örgüte dikkat çekmiş, tehlikeye işaret etmişti.
FETÖ’yle mücadelede Kadri Gürsel’in tutukluluğu mu yoksa bildiğini yazıp örgütün içyüzünü dünyaya aktarması mı Türkiye’nin daha çok işine gelirdi, bir düşünmek gerek.