Operasyonel gazeteci
Ergenekon kumpasının henüz ilk adımlarının atıldığı, kimsenin tam olarak ne olduğunu anlamadığı günler. Küçük bir gazetedeki odasında meslektaşıyla sohbet eden gazeteci, bir yandan yeni...
Ergenekon kumpasının henüz ilk adımlarının atıldığı, kimsenin tam olarak ne olduğunu anlamadığı günler. Küçük bir gazetedeki odasında meslektaşıyla sohbet eden gazeteci, bir yandan yeni başlayan operasyonları değerlendiriyor, diğer yandan da gaza gelip kendisinin konuya ne kadar hâkim olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu. Aynı gazetede yazan meslektaşı söylediklerine kuşkuyla yaklaşınca bu sefer doğrudan ileride gözaltına alınacak isimleri saymaya başladı.
“Azınlık Raporu”nda suçu işlenmeden tahmin eden kâhinler gibi.
O gün, Tuncay Özkan ve Vedat Yenerer’in gözaltına alınacağını iddia etti. Bir süre sonra ikisi de Ergenekon’dan tutuklandı.
Bunlar öngörü değil, belli bir merkezden ona sızdırılan bilgilerdi elbette. O dönem FETÖ, kendi yayın organlarında (diziler dahil) yapılacak operasyonları önceden işaret ediyordu. Mesela Samanyolu TV, insanların tutuklandığı haberlerini daha polis evlerine gitmeden veriyordu.
Mesleğinin büyük bir bölümünü FETÖ’yle iç içe geçirmiş, FETÖ bülteni yöneten o gazeteciyi de operasyon haberleriyle besliyorlar, her şeyi bilirim havasında dolaşmayı sevdiğinden egosunu okşuyorlardı.
TESADÜF MÜ?
Köşesinde İlhan Selçuk’u yazdığı gün, İlhan Selçuk gözaltına alındı. İlginçtir, ilk kez polis ifadesinde ortaya çıkan ve henüz gazetelere yansımayan gelişmeleri bile önceden köşesinde yazar olmuştu. Bir seferinde, satır arasında İlhan Selçuk’a suikast planı yapıldığını ima etmişti. Ne ilginç ki o yazdıktan sonra Cumhuriyet’e bomba atma iddiasıyla tutuklanan Bedirhan Şinal, polisteki ifadesinde 20 bin TL karşılığında İlhan Selçuk’un öldürüleceğini söyledi.
Bu kadarı tesadüf müydü? Bir süre sonra bilgiler ona değil, başka isimlere akmaya başladı.