Özenilesi bir şey değilmiş işte
West Hollywood'da gitmekten hiç hoşlanmadığım The Abbey diye bir var, gerçi bardan çok Erdek'te falan olabilecek bir aile çay bahçesine benziyor. Ama yolum bir şekilde düşüyor, illaki uğruyorum. Bundan birkaç...
West Hollywood'da gitmekten hiç hoşlanmadığım The Abbey diye bir var, gerçi bardan çok Erdek'te falan olabilecek bir aile çay bahçesine benziyor. Ama yolum bir şekilde düşüyor, illaki uğruyorum. Bundan birkaç sene önce bir arkadaşımla The Abbey'den harika bir televizyon dizisi çıkartabileceğimizi konuşmuştuk. Central Perk'ten Monk's'a hemen her sitcom'da kahramanların müdavimi olduğu ve her bölümde buluştukları bir mekan vardır ya, bizim hayali dizimizde de dört ana karakter The Abbey'de buluşacaktı. Çünkü yazmak istediğimiz dizideki karakterlerin demodeliğine burası tam oturacaktı. Dizimizin adı "Older Men" olsun istedik. Özelikle "old" değil, "older." Biraz daha yaşlı adamlar manasında, kastettiğimiz de 40-50 yaş grubu eşcinsel erkekler. Bu yaş grubu bugüne kadar dokunulmamış ama epey malzeme barındıran bir demografik. 50 yaşın gay'ler için ölüm fermanı olduğundan başlayabiliriz. Tabii bu demografikle dalga geçmek de tam bir gay klişesi ve belli ki tek düşünen de biz değilmişiz. Netflix'teki "Uncoupled" adeta bizim fikrimizi çalmış, diyeceğim. Ama biz de fikri "Sex and the City"den çalmıştık zaten. TANIDIK...