Sanatçının halı tüccarı olarak portresi
Türkiye'de ders veren Türk hocaların Türk üniversite öğrencilerine İngilizce ders anlatması kadar garipsediğim bir durum ABD'deki Türk davetlerinde İngilizce konuşulması. Geçen hafta Contemporary İstanbul...
Türkiye'de ders veren Türk hocaların Türk üniversite öğrencilerine İngilizce ders anlatması kadar garipsediğim bir durum ABD'deki Türk davetlerinde İngilizce konuşulması. Geçen hafta Contemporary İstanbul fuarının New York'ta tanıtımı vardı, herkes demeyeyim de yüzde 99'u Türk'tü katılanların. Şehrin en lüks otellerinden – Cumhurbaşkanı'nın da tercihi – Peninsula'da küçük ıstakoz sandviçlerinin tepside dolaştığı bir davette İstanbul'daki sanat ortamını özetledi fuarın başındaki Ali Güreli. Ardından da "Sevgili dostlar, seneye İstanbul'da buluşalım," dedi; elbette İngilizce. İşin ironik yanı seneye İstanbul'da buluşmak istediği dostların bir kısmı Türkiye'den gelip bu davete katılmıştı. Şu kadro yeteri kadar fikir verebilir: Kelebek'in Konya menşeili magazin yazarı, biri bir anda sanat uzmanı olan – Taner Ceylan'a sorun – iki YouTube video'cusu, İngilizce bilmeden bu konuşmaları dinlemek zorunda kalan bir T24 yazarı, Hürriyet'in sanatla hiçbir ilgisi olmayan ekonomi kökenli eski yayın yönetmeni, Suzan Sabancı Dinçer ve Tuba Ünsal. İçlerinden yine sanata ucu bir şekilde dokunan o; sanattan da anlamıyor ama en azından çocuğunun babasının sanat galerisi var....