Şimdiki çocuklar ve Bay Kemal
Trabzon'daki "Bay Kemal" olayı Türk siyaset tarihine girebilecek kadar komik bir olay. Bir çocuğa "Bay Kemal" diye kimsenin dikte vermesine gerek yok; bütün çocuklar gündemin ve siyaset dilinin hepimizden daha iyi farkında, sünger gibi...
Trabzon'daki "Bay Kemal" olayı Türk siyaset tarihine girebilecek kadar komik bir olay. Bir çocuğa "Bay Kemal" diye kimsenin dikte vermesine gerek yok; bütün çocuklar gündemin ve siyaset dilinin hepimizden daha iyi farkında, sünger gibi çekiyorlar, mahallesine göre de söylemin hedefi değişiyor. Ben çok iyi anlıyorum, çünkü ben de her gün Özal'a küfredilen bir evde büyüdüm ve kürsüden bağırmasam bile en azından bir kere bir misafirlikte falan uygusuz bir şekilde "şişko" diye ağzımdan kaçmıştır çocukken herhalde. Ama asıl sorun söylemesi ya da söylettirilmesi değil, çocukla-yetişkin arasında hiçbir mesafenin olmaması. Çetin Altan sık sık Türkiye'nin gündemini ülkenin geri kalmışlığına bağlar, geri kalmışlığın gerekçesi olarak da hep aynı örnekleri verirdi. Türkiye'de meslek sahibi insan azlığı bir takıntısıydı. Bir de sık sık matbaanın bu topraklara epey gecikmeli olarak gelmesini vurgulardı. Ömrü "Bay Kemal" diyen adam olarak çocuk video'sunu görmeye yetseydi yine aynı göndermeyi yapar mıydı? Bu örnekte matbaanın gecikmesiyle o çocuğun mikrofonu eline alması birebir örtüşüyor çünkü.