"White Lotus" hakkında bilmek istediğiniz her şey
Afrika kökenli bir arkadaşım beyazların kültürdeki egemenliğine tepki olarak içinde siyah ana karakter olmayan hiçbir film ve diziyi izlemiyor. Bir-iki ay önce onu "The White Lotus" dizisinin ilk sezonunu izlemeye ikna ederken...
Afrika kökenli bir arkadaşım beyazların kültürdeki egemenliğine tepki olarak içinde siyah ana karakter olmayan hiçbir film ve diziyi izlemiyor. Bir-iki ay önce onu "The White Lotus" dizisinin ilk sezonunu izlemeye ikna ederken "İçinde hiç siyah yok, ama tam da kasıtlı olarak," dedim. "Çünkü bu dizi tam da beyazların ayrıcalığıyla dalga geçmek için geçilmiş." Diziyi ikinci kez baştan sona izlerken aslında bir siyah karakter olduğunu fark ettim, ama ona şifa verdiği sırada bağımlısı olup bir erkek bulduğunda yüzüstü bırakan Tanya gibi ben de masaj terapistini unutmuşum. İkinci sezon daha da beyaz, bembeyaz. Farklı ırk ve kültürler Taormina'daki lüks otelin kapısından sadece belli ayrıcalıklara sahip olduktan sonra girebiliyorlar. Alt sınıftan gelen asistan kız patronu, Japon-İngiliz karışımı erkekse yarı Porto Rikolu eşiyle parasıyla burada konaklayabiliyor. Zengin insanların para kazanırken hayatın pek çok zevkinden mahrum olduğunu vurgularcasına hemen hepsi de akşamları mönüsünü ezbere bildikleri otel restoranında piyanist şantör eşliğinde yemek yiyor. Para sahibi olmak ne trajik, değil mi? Dizinin başyapıt seviyesindeki ilk sezonu o kadar beğenildi ki, bir anda mini diziden yeni...