Açılan yeni kapıdan Cumhurbaşkanı, demokrasiye mi fırsatçılığa mı bakıyor?
Hangisini yazsam diye debelenip duruyorum, hadi ön plana Saray’daki görüşmeyi alalım... Görüşme sonuçlarını beklemeden yazıyorum, çünkü yazdıklarım daha geniş bir çerçeveye...
Hangisini yazsam diye debelenip duruyorum, hadi ön plana Saray’daki görüşmeyi alalım... Görüşme sonuçlarını beklemeden yazıyorum, çünkü yazdıklarım daha geniş bir çerçeveye odaklı.
Cumhurbaşkanı’nın daveti önemli, Kılıçdaroğlu’nun bunu kabul etmesi de. Cumhurbaşkanı’nın, bu davetin önündeki arkasındaki niyetlerini bilemem. Ama yaşadığımız darbe girişiminin ülkede yeni bir siyasal dönemin kapısını araladığını, RTE’nin bu kapıdan dışarı baktığını varsayalım (mı?).
Konuya iyimser ve kötümser bakışlar var. Zaten görüşmeden önce Kılıçdaroğlu eleştirildi. Bir görüşe göre Cumhurbaşkanı şimdi muhalefeti de yanına, eteklerinin altına alarak Başkanlığa doğru daha emin adımlar atıyor. Bazıları, Taksim’de onaylanan 10 maddelik Manifesto’yu göndermesi yeter, diyor.
Saray’a manifesto desteğiyle çıktı
Burada bir saptama yapalım: Manifesto büyük bir açıklama. Kılıçdaroğlu’nun bunu okuması ve üstelik yüz binlere onaylatması büyük bir olay.
Saray’a Manifesto’yu ve yüz binleri arkasına alarak çıktı.
Aslında bu da yeni bir “muhalif halk iradesi”nin dile gelmesidir ve muhalefet için de yeni bir durumdur. İktidara, Cumhurbaşkanı’na karşı yapılan darbe girişimine herkesin karşı çıkması bu yeni durumu yarattı. Çok büyük bir tehlikeye karşı birleşildi.
Belki de başka bir olay bu görüntüyü sağlayamazdı.
Kılıçdaroğlu, muhalefet samimidir. Manifesto’yu bulup okuyun, Türkiye’yi bu çıkmazlardan kurtaracak ve önünü açacak bir bildiri olduğunu görürsünüz.
Temel soru şu
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, RTE’nin birlik çağrısı veya milletin darbeye karşı yaptığı ittifakın açtığı yeni kapıdan dışarıya başını uzatması, ne kadar samimidir? RTE nereye bakıyor?
Gerçekten de RTE için bir şeyler değişmiş midir?