‘Atlar uçağa gelirim’ ve Nazi benzetmesi, milliyetçiliği körükleme girişimi
Almanya hem tarihsel, siyasi ve toplumsal, hem de bugün ekonomik olarak önemli iş ilişkilerimizin sürdüğü bir ülkedir. Önümdeki ekonomik ilişkilerimize bakıyorum ve bugün bizim iktidar liderlerinin atıp...
Almanya hem tarihsel, siyasi ve toplumsal, hem de bugün ekonomik olarak önemli iş ilişkilerimizin sürdüğü bir ülkedir.
Önümdeki ekonomik ilişkilerimize bakıyorum ve bugün bizim iktidar liderlerinin atıp tutmalarına gülüyorum.
Almanya için Türkiye, şüphesiz çok önemli bir ekonomik partner.
Bize dışsatımı, 2014 sayılarıyla 22.4 milyar Avro.
Bizden dışalımı 14.5 milyar Avro.
Geçen yılki ihracatımızın -dışsatım- 141 milyar dolar olduğunu düşünürsek, Almanya’nın ihracatımızdaki payı yüzde 11’e yakın!
Almanya’dan satın aldığımız 22.4 milyar Avro’luk mal ve hizmetleri başka bir ülkeden tedarik etmemiz mümkün mü, sanırım hayır; boykot ediyorum derseniz her bakımdan zararlı çıkarsınız.
6 milyona yakın Alman turist
Bu arada unutmayalım: Almanya’nın ülkemize doğrudan yatırımı 9.2 milyar Avro’yu buluyor. 6 bin Alman şirketi ülkemizde faaliyet halinde. Bunun yarattığı iş piyasasındaki olanakları düşünün. Dış yatırım çekerek yapamadığınız yatırımları ve açamadığınız iş olanaklarının kısmen karşılandığını dikkate alırsak, kaybınızı asla karşılayamazsınız.
Bu arada 2014’te ülkemize gelen 5.6 milyon Alman turisti saymıyoruz.
Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi gerilim iki ülke arasındaki bu ilişkileri ne kadar aşağılara düşürür bilemem.
Ama Erdoğan iktidarının siyasi gerilim yaratma potansiyeli çok yüksek... Ve siyasi gerilim, hiç şüphesiz ki dönüp dolaşıp ekonomiyi vuruyor. Turisti vuruyor, THY’yi diplere sürüklüyor, Alman ve diğer yabancı doğrudan yatırımcıları durduruyor, şüpheye düşürüyor, hatta engelleyip vazgeçirtiyor.
Siz istediğiniz kadar ekonomiyi “uçuracağız” diye palavra sıkın.
Ah işsiz olmasa ne güzel yönetirim!