Bunca yıllık gazete, babamın malı mı?..

Atatürk’ün kurdurduğu bir gazete... Tarihsel kimliği var. Yaşayan bir organizma.. Tutsan yerinde durmaz, çünkü her şey insanla kaim.. Değişken olan insandır. Çat orada çat burada, çat kapı arkasında....

Atatürk’ün kurdurduğu bir gazete... Tarihsel kimliği var. Yaşayan bir organizma.. Tutsan yerinde durmaz, çünkü her şey insanla kaim.. Değişken olan insandır. Çat orada çat burada, çat kapı arkasında. Bakmışsın en tepede veya yerde sürünüyor. Tabii yönettiği kurum da.
Cumhuriyet’ten, elinizde tuttuğunuz, gönül ve fikir bağını bir şekilde sürdürdüğünüz, ekrandan okuduğunuz gazetemizden bahsediyorum...
Veya el değiştirmiş, diplere vurmuş, bir kez daha el değiştirmiş, toparlanmış. Yine el değiştirince yine dipleri görmüş; yönetimi yine değişince bu kez orta karar yerlerde durmuş.
İlhan Selçuk aramızdan ayrılıncaya kadar gazetenin yaşadığı olayları, git-gelleri özetledim.
İlhan Selçuk, gazeteyi ayakta tutma ve sürdürme konusunda ustaydı. Tarihsel kimliği ona bu şansı vermişti.
İlhan Ağabey’den sonra sarsıntı berdevam.

***

Dünkü gazetemizde “Söz sırası Cumhuriyet’te” yazı dizisinde, arkadaşlarımızı içeri tıkan iddianamede savcıların ilgisiz bir şekilde gündeme getirdikleri ve suçlama yönelttikleri “Cumhuriyet Vakfı içindeki çatışma” konusuna, “Saray destekli vakıf operasyonu” başlığıyla yanıt verilmiş. Daha önce de verilmişti.
Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyet Vakfı’nın malıdır.
Vakfa sahip olan, gazeteyi de istediği gibi yönetir. Yayın yönetmenini atar, kadroları oluşturur, alır-satar, yayın çizgisiyle oynar, farklı yayın kulvarlarına sokar.
İsterse savar başından, hatta kapatır.
Hayır, kimsenin “gazeteyi kapatmak, satmak” gibi bir niyeti olduğunu söylemiyorum. Tersine, yönetime gelenlerin başlıca isteği, gazete satışlarını artırmaktır.
Bu yazıyı yazarken satışa baktım Medyatava’dan, 38 bin küsur görünüyor.
4 yıl önce Vakıf Mütevelli Heyeti seçimlerinde bir anlaşmazlık olmuş. Bir üye seçiminde iki üyeden birinin oyu sayılmış (Balbay hapishanedeydi), yurtdışında olduğu için oyunu kapalı zarfla gönderen İnan Kıraç’ınki sayılmamış (mücbir sebep kabul edilmemiş).
Vakıfta birbirini dengeleyen “iki taraf” olunca, tek oy tayin edici oluyor. Şimdiki yönetimin gösterdiği aday bir oy farkla seçilince, yönetimde de çoğunluk sağladılar. Kıraç’ın oyu sayılsa var olan denge korunacaktı.
İlk anlaşmazlık ve hukuk davasının başlangıç noktası buydu.
İtirazlar, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün ve müfettişlerin farklı kararları, mahkemeler...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İnsan olma kimliği boğulmaya çalışılıyor! 21 Kasım 2024 | 135 Okunma Harbiye’yi kapatın! Yoksa teğmenler Ata’nın hep silah arkadaşları olacak! 19 Kasım 2024 | 358 Okunma Devlet Bey, bir adım sonrası için planınız ne? 18 Kasım 2024 | 306 Okunma Adalet bakanı ve devekuşu politikası 17 Kasım 2024 | 85 Okunma Bahçeli profil videosu, el yükseltme, şifre çözme 14 Kasım 2024 | 390 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar