Cemaatleşmenin kodlarına bakışlar: Neden ve nasıl
Sorum şuydu: Nasıl oluyor da “eğitimli” insanlar cemaat tarikat vb. gibi yapılara kendilerini teslim ediyorlar. Bu soru önemli.. Çünkü yeterince bilince çıkartılmadığı ve sosyolojisi...
Sorum şuydu: Nasıl oluyor da “eğitimli” insanlar cemaat tarikat vb. gibi yapılara kendilerini teslim ediyorlar.
Bu soru önemli.. Çünkü yeterince bilince çıkartılmadığı ve sosyolojisi araştırılmadığı düşüncesiyle hareket ettiğimizde, topluma sunulan kapsayıcı araştırma sonuçları ve bilgilendirmelerin olmadığı gibi bir gerekçeden yola çıkarsak eğer, toplumsal bilinç aksak kaldı. Diyebilirsiniz ki bu araştırmalar yapılmış olsa da yine dini cemaatleşme bu boyutlara varabilirdi.. Diyeceğim: Bilmiyoruz.
Bu sosyolojik olayın şüphesiz ki dinle ilişkisi, eğitim ve düzeyi ile ilişkisi, siyasi partiler ve devlet ile ilişkisi, ülkenin sosyal ve fen bilimlerinde araştırma düzeyi ile ilişkisi, öğrencilerimize ne öğrettiğimizle ilişkisi.. var oğlu var.
Ben gözlem, deneyim, değerlendirme, yaşadıklarımızdan çıkarsama gibi hareket noktalarından yola çıkarak, birkaç noktaya değineceğim.
Azınlık:
1) Bir dini cemaatleşme toplumun çoğunu saramaz, bunu salı günkü yazımda belirtmiştim. Bir bir savdır. Toplumun işi gücü var, aklı fikri var, toplumsal hareketlilik var, aş-iş peşinde koşma var... Dini cemaatleşme / tarikatleşme ağırlıklı ve öncelikli olarak bir çevre ilişkisinin içine girme olayıdır. O ona, bu da diğerine... Yani sıradan bir cemaate kapılanma bir azınlık olayıdır. Veya azınlık grupları olayı.
Eğitim boyutu:
2) Türkiye’de zorunlu eğitim daha düne kadar 5 yıldı! 1997’ye kadar hiçbir iktidar toplumsal bir talebe yanıt vermeye yanaşmadı. Ülkenin insan yetişkin kaynaklarının gelecek açısından çok önemli olduğunu bildikleri halde gereğini yapmadılar. 2000 yılına kadar ülkenin ortalama eğitim yılı ilkokulun - 5 yılın altındaydı! Erbakan olsun benzeri merkez sağ partilerin liderleri olsun, asla ve asla!