Çöken ekonomi: 6 yılda 70 bin dolar varlık erimesi
Tamam yeni anayasa, başkanlık sistemi tartışmaları ve bu konuda siyasi gelişmeler, hepsi önemli. Bunları tartışmaktan kaçamazsınız. Ama Türkiye’nin yaşadığı, çok önemli başka bir...
Tamam yeni anayasa, başkanlık sistemi tartışmaları ve bu konuda siyasi gelişmeler, hepsi önemli. Bunları tartışmaktan kaçamazsınız. Ama Türkiye’nin yaşadığı, çok önemli başka bir gerçek var: Çöken ekonomi! Ütülen millet!
Doların 3.30 TL’ye vurması, bu ülkenin hayatında yaşamadığı bir ekonomik çöküntüdür. Başka bir ülkede büyük sarsıntılar yaratır, fakat iktidar sanki böyle bir olay gündemde yok gibi davranıyor. Gezi Parkı Direnişi’nde dolar başını minik kaldırınca, iktidar söylemediğini bırakmamıştı. Yok üst akıl, yok alt akıl... Şimdi ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimi ülkede büyük bir ekonomik çöküntü yarattı, ama kılları kıpırdamıyor. Bakanlar, danışmanlar, tam tersine, bunlar geçici şeyler diye gaz veriyor!
Ekonomik çarkların dönmesi, uzun zamandır iki ithalat girdisine bağlı ülkede: 1)Hammadde, yarı mamul madde, orta ve ileri teknolojik araç-gereç ve makine vb ile, 2) Yabancı sermaye... Yabancı sabit sermaye yatırımları çok azaldı. Dolayısıyla istihdam yaratılamıyor. Doların 3.30’a tırmanışı ile tüm ithalat ile üretimi pahalandı.
Karamsarlık ve endişe tepede
İşadamları umutsuz. İzmir yolunda uçakta İstanbul’da danışmanlık yaptığı toplantıdan üniversitesine dönen bir iktisat bilimcisiyle sohbet ediyoruz. Diyor ki:
Gelen soruların hepsi ne olacağız endişesi taşıyor. Yıllardır hiç bu kadar karamsar ve derin endişeli bir toplantıda bulunmamıştım. Bırakın yeni yatırımı veya genişlemeyi, var olanı nasıl koruruz endişesinin ötesinde, nasıl su üzerinde kalırız düşüncesindeler...
Bir yeminli mali müşavir: Piyasa karışık ve allak bullak. Özellikle de kayyım atanmış şirketlerle şu veya bu şekilde ilişki kurmaktan çekinenler tonla. Bu şirketlerin mesela sigortalı çeklerini kırdıran kırdırana. Trilyonlar dönüyor böyle...
İnşaat şirketlerinin gazetelere verdikleri ilanlar ve pahalı tanıtım broşürleri bombardımanı bize şunu anlatıyor: İşler kesat! Evleri satamama telaşı ve sektörde durgunluk belirtisi dışa vurdu. Kadıköy boş evlerle kaynıyor. Yeni inşaatların yüksek arsa maliyetleri nedeniyle, yeni konutlarını satacak müşteri bulmakta zorlanıyor şirketler.
İktidar hâlâ bakın ne yüce inşaatlar yapıyoruz propagandasında. Kanal İstanbul reklamı, 17 milyara mal olacak Çanakkale köprü ve otoyol propagandasıyla tutunmaya çalışıyor. Bunların hepsinin ülkenin birincil ihtiyacı olmayan boş işler olduğunun farkında değiller. İnsanlar işlerini hızla kaybediyor. Bütçeler küçülüyor.