Doğan: Bize her türlü kötülüğü yapabilirler
Evet “Deniz Feneri” yolsuzluğunun iktidarın eteklerine adamakıllı bulaşması ve davanın Hürriyet’tede iyi takibi bardağı taşıran damla oldu. Havuzlama 2007’de başlamıştı Sabah-ATV’nin...
Evet “Deniz Feneri” yolsuzluğunun iktidarın eteklerine adamakıllı bulaşması ve davanın Hürriyet’tede iyi takibi bardağı taşıran damla oldu. Havuzlama 2007’de başlamıştı Sabah-ATV’nin TMSF’den iktidar tarafına satılmasıyla. Ethem Sancak medyaya girmiş, Başbakan’a ilanı aşklar ediyordu.
Zaten FETÖ’nün güçlü bir medya ayağı vardı iktidarın yanında. Başbakan, “Bu gazeteleri evlerinize sokmayın” diyerek bir kampanya başlatacaktı. Aynı gün Aydın Doğan iktidarla gerginliğin ne kadar süreceğini hükümetin demokrasiye bağlılığının belirleyeceğini söyledi.
Bakın neler söylüyordu 7 Eylül 2008’de:
Alman mahkemesinde görülen davada sanıklardan biri toplanan paraların Başbakan’a verilmek üzere biri tarafından alındığını söylüyor, Deniz Baykal bunu açıklıyor, gazetem de Baykal’ı kaynak göstererek bunu haber yapıyor... Başbakan ise beni hedefe alıyor... Bize her türlü kötülüğü yapabilirler.. Devlet bütün kurumlarıyla ellerinde.. Ama hür basını susturmaya kalkışan başbakanı tarih demokrasi defterine değil, diktatörler sayfasına yazar.. Dünkü konuşması Türk basın tarihinde çok tehlikeli bir dönemin başladığının işaretidir..
‘Sessiz Türkiye istiyorlar’
Çok geçmeyecek, üç ay sonra tehlikeli dönemin anlamı 2009’un başında 6.8 milyar dolarlık inanılmaz bir vergi cezasıyla içerik kazanacaktı.
İktidarın lideri, hemen arkasından ülke çapında mitinglerde muhalif medyaya karşı “yalan haber yazıyorlar” kampanyası yürütecekti.
Doğan susmadı: Erdoğan sessiz bir Türkiye istiyor. Doğan Holding yöneticisi Nebil İlseven: Özgür gazeteciliği susturmaya çalışıyorl...