İlahiyat fakülteleri, medreseler ve bilim: Nereye?
Diyanet’in başına getirilen ilahiyat profesörü unvanı olan Ali Erbaş, Bitlis’te diyor ki: “Medreseler ile akademik bilim birlikte hareket etmeli”.. Bitlis’in bir medreseler kenti olduğunu da söylüyor. Bölge...
Diyanet’in başına getirilen ilahiyat profesörü unvanı olan Ali Erbaş, Bitlis’te diyor ki: “Medreseler ile akademik bilim birlikte hareket etmeli”.. Bitlis’in bir medreseler kenti olduğunu da söylüyor. Bölge insanının ihtiyacına göre davranılması gerektiğini belirtiyor; kime? Bitlis’te varlığını duyduğumuz Bitlis Eren Üniversitesi (Medreseler ve erenler diyarı ya!) rektörüne..
Çıkarsama yapmak her zaman doğru olmasa da, buradan bir vazife çıkar: Oradaki ihtiyaç erenler yetiştirmek ve o halde bunun için de “Üniversite ile medreseler birlikte hareket etmeli”...
Böylece Diyanet yeni bir görev edindi demek: Medrese - üniversite (akademik ilim!) birliği...
Erbaş, çağımızda anlaşılması zor şeyler de söylemiş: “Yani medrese akademiden, akademi de medreseden istifade etsin. Bu şekilde ilmi faaliyetlere adım atılmış olsun!”
Medrese “ilmi faaliyetlere” girecek, belki de “ilmi faaliyetleri” yönlendirecek... Yani bilimsel etkinliklerin nasıl yapılması gerektiği konusunda yol gösterici olacak.
Şüphesiz medresecilerin de “ilim”den öğreneceği şeyler var diye düşünüyor olabilir, böyle rasyonel mi düşünecek, bilimin eleştirel bakışını mı edinecek, belki de bugüne kadar üniversitelerimizde bilimsel başarımı düşük buldukları için medreseciler arasından dünya çapında keşifler yapacak elemanlar çıkacak!
Füze gibi tırmanış
Ülkemizde kaç medrese faaliyette, resmi rakam var mı bilmiyorum. Medreseler yasak değil mi, diyeceksiniz. Diyeceksiniz ki hayat yasa, yasak dinlemiyor.. Eğer öyleyse bu durum bizlere de iktidarın yasaklarını dinlememe hakkı veriyor demektir. Ama delinecek yasalara karar verecek olan, iktidar gücü tabii ki.