İnsan: Yarı dâhi - yarı ahmak yaratığa selam
“İnsan, kendine özgü bir şekilde olağandışı bir yaratıktır, ateşi keşfetti, şehirler inşa etti, muhteşem şiirler yazdı, dünyaya çeşitli yorumlar getirdi, mitolojik imgeler yarattı...
“İnsan, kendine özgü bir şekilde olağandışı bir yaratıktır, ateşi keşfetti, şehirler inşa etti, muhteşem şiirler yazdı, dünyaya çeşitli yorumlar getirdi, mitolojik imgeler yarattı vs.
Fakat aynı zamanda hemcinslerine savaş açmaktan, yanılgıya düşmekten, çevresini yok etmekten vs. bir türlü vazgeçmedi.
Terazinin bir kefesine yüksek zihinsel meziyeti, öbür kefesine bayağı salaklığı koyduğunuzda terazi neredeyse dengede kalır.
Dolasıyla, aptallıktan bahsetmeye karar vermekle, bu yarı dâhi - yarı ahmak yaratığa saygılarımızı sunuyoruz..”
“Hata ile aptallık arasında bir çeşit akrabalık, hatta yüzyıllardır hiçbir şeyin bozacak güçte görünmediği, gizli bir suç ortaklığı olduğu ortaya konabilir..”
Kaynak: “Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın”, Umberto Eco, J.-C Carriere, Can Yayınları
Kültür dediğimiz şey ne?
Aynı kitaptan: “Kültür dediğimiz şey, gerçekte uzun bir ayıklama ve eleme sürecidir… Tam da her şey unutulduğunda geride kalan şey…”
Evet, bu ayıklama ve eleme süreçinden sonra elde, “geride kalan” bir şey olmalı.. Eğer kaldıysa tabii!
Edgar Morin, 94 yaşındaki Fransız filozofu tam da bu kültür üzerine şöyle diyor:
“Kültür bir lüks değildir, patikayı andıran bir yolu kavramsallaştırarak bir anayol haline getirme imkânı verir bize.”
Ne kadar doğru söylüyor! Elimizde kültür