Milletin bölünmesine katkı: Sözde tartışmalar (2)
Epey bir süredir, TV’lerde çeşitli isimler altında yayımlanan “tartışma programları”nın, bu ülkeye hizmet eden ve insanlara kanaat sahibi olmalarına yardım eder niteliklerini yitirdiklerini...
Epey bir süredir, TV’lerde çeşitli isimler altında yayımlanan “tartışma programları”nın, bu ülkeye hizmet eden ve insanlara kanaat sahibi olmalarına yardım eder niteliklerini yitirdiklerini düşünüyorum.
Özellikle, “iktidarı her ne pahasına olursa olsun alabildiğine savunmak ve muhalif tarafa da alabildiğine saldırmak” görevini üstlenmiş, tetikçi sınıfında değerlendirilebilecek, yalan da söyleyenlerin millete boca ettiği kaos, nefret uyandırıyor. Bazıları sıradan bir parti propagandisti rolünde. Liderlerinin ortaya attığı görüşü alabildiğine savunmak görevlerini üstleniyorlar. Bırakın doğruluğunu veya yanlışlığını tartıp görüş belirtmeyi, en ufak bir acaba bile akıllarından geçmiyor...
AKP’nin suretleri ekranda
Tartışmalarda doğrudan AKP siyasetçisi yok, ama onların yerine iktidarı gölgeleri - suretleri var. İsimler var, düzenli çağrılacaklar listesi!
Hepsinin de bir unvanı var, “avukat, gazeteci - yazar, düşünce kuruluşu görevlisi, akademisyen, bilmem ne kadın kuruluşu kurucusu” vb.. Ama hepsi lider ve iktidar görüşlerinin imbiğinden süzülüp ekrana düşmüş durumdalar. Önceki yazımda belirttiğim gibi, iktidarla bir menfaat ilişkisi içinde.
İçlerinde az sayıda da olsa, beraber bulunmaktan ve doğal bir tartışma sürdürmekten keyif aldığınız düzgün isimler de oluyor.
‘Bir yumruk çaksana...’
Katıldığım her programda, yalanın ve kışkırtmanın zirve yaptığı anlarda “Abi sandalyeyi kaldırıp indirsene kafasına..”, “şuna bir yumruk çaksana..”, “televizyonu tekmeleyip kırasım geldi” gibi zıvanadan çıkmış izleyici mesajları akıyor. En uygarcası ise “Abi kusur...