Osman Bahadır
Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı bu hafta 'Osman Bahadır' başlıklı yazısını kaleme aldı.
Her şeye kendi karar verdi… ölümüne de nasıl nerede öleceğine de. Ölüm döşeğinde bile bu kadar kararlı bir insan bulmak zordur. Yanından ayrılmadan önce yatağında acı çekiyordu. Bir gün önceki daha istikrarlı Osman yoktu, kapıya doğru yürüdüm, her ne kadar ağrı kesici veriliyor olsa da, hemşireye söyleyelim morfin versinler dedim. Ağrısını sakinleştirici etki yapardı. Duymuş, morfin istemem Orhan dedi.
Buca bakım sağlık evinde el üstünde tutuluyordu. Fakat bir süre sonra beni buradan alın, Darüşşafaka’ya götürün, diye baskı yaptı. Bir gün bile orada kalmak istemiyordu.
Oraya götürülemeden hastaneye kaldırılmak zorunda kalındı. Yoğun bakımda, sonra serviste Darüşşafaka ısrarını sürdürdü, yarın gelip beni alsınlar buradan!
Kendisi için en iyisinin ne olacağı bilen gören bizleri dinlemiyordu. Kararı kesindi. Fakat gidemedi. İstanbul’da radyoterapiden sonra Pet çekimi yapılmasına direndi… Başka bir sürü şey.
KARARLI BİR KARAKTER
Bunları yazmamın neden bir “ölüm güncesi” tutmak değil, kararlı kişiliğini vurgulamak.