Pembe Köşk’te yemek, Sancar, 19 Mayıs
“Orhan sana bir kararımı açıklıyorum, ne düşünüyorsun, Nobel madalyasını Anıtkabir’e Atatürk’e hediye edeceğim... Ama bunu şimdilik saklı tut, açıklanmasını...
“Orhan sana bir kararımı açıklıyorum, ne düşünüyorsun, Nobel madalyasını Anıtkabir’e Atatürk’e hediye edeceğim... Ama bunu şimdilik saklı tut, açıklanmasını istemiyorum...”
Aziz Sancar, Stockholm’de Nobel Töreni Haftası’nda Grand Hotel’de baş başa sohbette bunu açıklıyor. Aralık 7-8 gibi. Ne diyebilirdim ki, büyük sevincimi dile getirdim. “Ne yapacağım madalyayı evde?..” diye de gerekçelendirdi. Sancar, büyük bir toplumsal insan! Bunu sonra yazacağım. İkisi replika üç Nobel madalyasından birini ABD’de üniversitesine, birini mezun olduğu İstanbul Üniversitesi’ne, diğerini, aslını da Ata’sına hediye edecekti. North Carolina Chapel-Hill’de madalyası geçen ay sergilendi. Üniversitenin en önemli kütüphanesinde (herkesebilimteknoloji.com haberi).
İkincisi, bugün Anıtkabir’de Ata’sına çok yakın yerde törenle sergileniyor. Üçüncüsü de İstanbul Üniversitesi’nde 23 Mayıs’ta törenle sergilenecek.
‘Anam Ata’ya adeta tapardı’
Sancar böyle biri. Cumhuriyetçi ve Atatürkçü.. 10 çocuğunu da okutan, okuma yazma bilmez Meryem Anam da Atatürk’e adeta tapardı, der. Savur’da, babası imam bir Meryem Ana, geleceği büyük bir zekâsı ile görüyor ve çocuklarını okutuyor. Sancar “tanıdığım en zeki kadındı” der (Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü kitabım).
Bu Nobel ödülünü Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde aldım dediği her yerde, ortalık alkış ve coşkudan yıkılıyor. Bu, gerçek Türkiye’dir. Kimse aldanmasın. Anasından ve ailesinden aldığı eğitimin önemi ana dersini, tüm Türkiye’de sürdürüyor. Adeta Meryem Ana’nın kutsal bir vasiyeti, emaneti gibi...
Sancar diyordu ki İnönü Ailesi’nin Pembe Köşk’ünde onuruna verilen yemekteki kısa konuşmasında: “Atatürk Sakarya’da büyük meydan muharebesini sürdürürken, Ankara’da Meclis’te eğitim konusu tartışılıyordu! Atatürk, geleceğin en önemli konusu olarak eğitimi görüyordu, ne kadar uzak bakış... Atatürk ve İnönü sayesinde iyi Alman hocaları da getirterek Türkiye’de üniversitenin temellerini attılar ve benim çok iyi Alman hocalarım ve tıp fakültem oldu...”
Şimdi anasından ve Ata’sından aldığı bu misyonu sırtlayarak sürdürüyor. Ülke ve vatan sevgisinin bence en büyük dışavurumu budur, yani eğitime katkısı ve bu konuda üstlendiği rol modeli. 20 günlük ziyaretinin her günü eğitimle dolu...
ATATÜRK’ÜN SOFRASINDA, PEMBE KÖŞK
Stockholm’deki görüşmede Gülsün Bilgehan ile de haberleştiğini söylemişti. Gülsün Hanım, ta o zaman aramış, tebrik etmiş ve yazışmalarında Pembe Köşk davetini kesinleştirmişlerdi.