‘Pis kokular’ın ardında ne var?
Cumhurbaşkanı, ABD’de Zafer Çağlayan hakkında alınan tutuklama kararı üzerine “Burnuma pis kokular geliyor...” dedi. MİT Müsteşarı ve durumu yorumlayabilecek nitelikteki bazı kurmaylarıyla...
Cumhurbaşkanı, ABD’de Zafer Çağlayan hakkında alınan tutuklama kararı üzerine “Burnuma pis kokular geliyor...” dedi. MİT Müsteşarı ve durumu yorumlayabilecek nitelikteki bazı kurmaylarıyla şüphesiz durum ve olasılıklar gözden geçirilmiştir.
Bu “pis kokular”ın altı deşilmedi. Ama Çağlayan’ın Zarrab davasına dahil edilmesiyle, şüphesiz ki bu kez doğrudan Erdoğan hedef alınmaktadır.
Reza Zarrab’ın (Rıza Sarraf) 21- 22 Mart 2016’da ABD’ye vardığında tutuklanması üzerine, bu köşede 4 Mart 2016 tarihli yazıda şöyle deniyordu: “Sarraf’ın tutuklanması ile yeni bir sayfa açıldı Türkiye’de.. Bu kesin gibi. Türkiye’de iktidarın hem de ABD ile tam papaz olduğu bu sırada, Sarraf’ın şirketleri ve parasal ilişkileri soruşturulurken, Türkiye’deki siyasilerin büyük koruması altında sürdürdüğü parasal faaliyetin, ilişkilerin, rüşvetlerin es geçileceğini düşünmek, büyük safdillik olur...”
Olaylar tam da bu çizgide gelişti.
Dördüncü şok gelir mi?
Zarrab ile birlikte davanın İktidara uzanacağı belliydi. Zarrab iktidarın adamı ve İran’la alışverişin beyni idi, hem de altın transferi sırasında iktidar düzeyinde dağıttığı rüşvetleri ayyuka çıkmıştı. Olay, Zafer Çağlayan’ın 700 bin liralık kol saatinde simgeleşmişti.
Unutmayalım: 4 Bakan siyasi olarak aklanmış, ama AKP’den ve siyasetten tasfiye edilmişti. Ahmet Davutoğlu’nun “Gitsinler Yüce Divan’da aklansınlar” demesine rağmen...
Erdoğan’ın sahip çıktığı Zarrab’dan bir yıl kadar sonra, 29 Mart 2017’de bu kez Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, ABD’ye gittiğinde tutuklandı.