Sancar şüphesiz özgürlüklerden yana

Büyük bir haksızlık, hukuksuzluk içinde keyfi olarak içeri atılan arkadaşlarımızdanErdem Gül’ün (merhaba Can!) dünkü yazımın içine gömülmüş mesajı çok...

Büyük bir haksızlık, hukuksuzluk içinde keyfi olarak içeri atılan arkadaşlarımızdanErdem Gül’ün (merhaba Can!) dünkü yazımın içine gömülmüş mesajı çok iyiydi:“Nobel ilaç gibi geldi” diyordu: 
“Bu toprakların insanı, bilim insanı Aziz Sancar’ın Nobel ödülü aldığı töreni büyük bir gururla izledim. Maalesef kötü haberlerle şerbetlenmiş bir ülkeyiz. Bu kadar kötü haber arasında Sayın Sancar’ın ödülü bir ilaç gibiydi. Sancar’ı tebrik ediyorum, kutluyorum. Bu ülkenin her şeye rağmen iyi haberlerinin çoğalacağı günlerin yakın olacağını düşünüyorum.” 
Erdem meseleyi özünden yakalıyor. Bu ülke insanı çok şey başarabilir, dünyaya ayak uydurabilir, yaratıcılığını harekete geçirerek üst düzey her şeyin üretiminde söz sahibi olabilir... 
Ama bütün bunları başarabilmek için ülke iklimi-atmosfer diye bir şey gerekli. Bunu da yaratacak olan siyasal iktidarlar, devlet kurumları, hukuk, yargı vb.’dir. Özgürlüklerdir şüphesiz, insan haklarına saygı ve bütün bunların olumlu yönde desteklenmesidir. 
Ülkemizin temel sorunudur bu.

Türkiye’ye zarar gelmesin 
Aziz Sancar farklı mı düşünüyor? Sanmıyorum, dahası hayır diyeceğim. 
Sancar ülkesini çok seven, Cumhuriyete, Ata’sına son derece bağlı, kendine müthiş güvenen, Türkiye-Türk kavramlarını içselleştirmiş, ama özgürlüklere hiç de kayıtsız olmayan mert bir insan. Kendisiyle bu konuları konuştuğumda tutumunu, “Siyasidemeçler vererek ülkeme, devlete zarar verecek, dışarıdan birilerinin kullanacağı bir hareket yapmamayı ilke edindim” biçiminde açıklıyor. Temelinde ülke sevgisi yatıyor. Konuştum kendisiyle. 
Basın özgürlüğünü şüphesiz ki demokrasi, demokratik bir ülke için gerekli, zorunlu şart görüyor. 
Hukuka bağlılığı, yasaların kendi amaçları doğrultusunda uygulanmasını, insan hak ve özgürlüklerin gelişmesini, şüphesiz ki bir ülke için olmazsa olmaz görüyor. Sancar, ABD’de bunca yıl yaşamış bir insan. Bilimin de ancak özgürlük temelinde gelişeceğini gören ve bilen bir insan. Başka türlüsü olabilir mi? 
Ailesinin pek çok bireyini tanıdım, çok yetenekli bireylerden oluşuyor, adeta seçilmiş bir genetiğe sahipler. 8 kardeşi mutlaka okutan, ama kendileri okuma yazma bilmeyen mükemmel bir ana babaya sahipler. Annesi Allah’a inanıyor, Müslüman şüphesiz ki, ama Aziz’in ifadesiyle “Atatürk’e de adeta tapıyor”. Kardeşler ve Aziz de farklı değiller. 
Sancar, içeride olan Can Dündar ve Erdem Gül için de, “İkisinin de gözlerinden öpüyorum ve bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını diliyorum, lütfen bu mesajımı kendilerine iletin...” dedi. Bunu bana yazmam için söylemedi, yazma da demedi, ama bunun yazılmasından da hiç rahatsız olacak bir insan değil. 
Sancar tüm Türkiye’yi kucaklamak isteyen bir bilim insanı. Derin siyasi farklılıkların içine düşmek ve orada boğulmak istemiyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İnsan olma kimliği boğulmaya çalışılıyor! 21 Kasım 2024 | 135 Okunma Harbiye’yi kapatın! Yoksa teğmenler Ata’nın hep silah arkadaşları olacak! 19 Kasım 2024 | 358 Okunma Devlet Bey, bir adım sonrası için planınız ne? 18 Kasım 2024 | 306 Okunma Adalet bakanı ve devekuşu politikası 17 Kasım 2024 | 85 Okunma Bahçeli profil videosu, el yükseltme, şifre çözme 14 Kasım 2024 | 390 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar