Türkiye ve İran: Sağlık, Ar-Ge ve yüksek teknoloji
Hazır İran gündemdeyken, şu “aydınlar vb bildirisi” üzerine, ancak tamamen iktidarın değirmenine su taşıyan zırvalıkların hızla dışına çıkalım ve komşumuza yeniden bu kez...
Hazır İran gündemdeyken, şu “aydınlar vb bildirisi” üzerine, ancak tamamen iktidarın değirmenine su taşıyan zırvalıkların hızla dışına çıkalım ve komşumuza yeniden bu kez başka açıdan bakalım.
Önce şu grafiğe bakın. Renk sayfada görünür mü bilmem, ama aşağıdan tepeye tırmanan çizgi İran. Konu da İran ve Türkiye’nin bilimsel makale sayısındaki gelişimi. Kaynak Dünya Bankası.
[Haber görseli]
İncelerseniz, 2011 yılında grafik eğrimiz öpüşüyor. 1997’de biz uluslararası bilim dergilerinde 2480 makalede, İran 391 makalede idi. 16 yıl içinde füze gibi geldi. Bugün bilimsel makale sayısını dünyada hızla artıran üç ülke arasında.
Şimdi eğitim harcamalarında bize göre nasıl fark attığını görelim:
Türkiye ve İran’da Eğitim Harcamalarının Ulusal Gelir İçerisindeki Payı, Ortalama ve Beklenen Eğitim Süresi:
[Haber görseli]
Hani bizim devletlilerimiz eğitime ne kadar büyük paylar ayırdıklarını söyler ya, İran’ın eğitim harcamalarının ulusal gelir içindeki payı yüzde 4.7, bizim ise 2.9 (2014). Bu eğitilmiş insan gücüne verdikleri önemi gösteriyor.
Üstelik İran’ın gayri safi yurtiçi hasılası ve adam başına düşen milli geliri yarımıza yetişemiyor:
GSYH (2013): İran: 242.5 milyar dolar. Türkiye: 653 milyar dolar.
Kişi başına GSMH (2013): İran: 3.131 dolar; Türkiye 8.717 dolar
Parasal gücü bu kadar düşük olmasına rağmen, İran eğitime çok daha fazla harcama yapıyor. Şüphesiz eğitime verdikleri önem bilim ve teknolojiye de yansıyor. Şimdi sizle bir kıyaslama daha paylaşıyorum: