Türkiye’nin yalnızlığı... İran ve Rusya ile oyun... Bir Abdülhamit dış politikası mı sahnedeki?
Hayır yok... Ankara’nın hiçbir dostu, müttefiki yok... Yakın geleceğe, ileriye bakıldığında da olacak gibi gözükmüyor. Bir çıkar oluşumu çerçevesinde, İran ve Rusya ile bir zımni...
Hayır yok... Ankara’nın hiçbir dostu, müttefiki yok... Yakın geleceğe, ileriye bakıldığında da olacak gibi gözükmüyor. Bir çıkar oluşumu çerçevesinde, İran ve Rusya ile bir zımni ittifak-işbirliği var. Kısa bir süre önce iktidar medyasının manşetlerinde, İran’ın -Şii mezhebinin– yayılmacılığı korkutmacası vardı.
İki ülkenin PKK/PJAK diye bir sorunu var, işbirliği girişimlerinin ana kaynağı. Yani “askeri” görünen işbirliği... Ama Ankara, mesela İran’ın Suriye’nin savunmasına yardımcı olmasından zerre memnun değil. Irak’a da yardımcı olmasından memnun değil.
‘İran’a karşı bizi kullanın’ yalvarması
Tamamen Ankara’nın güdümü altındaki ÖSO’nun (Özgür Suriye Ordusu) önde gelen bir heyeti ABD’ye gidiyor CIA vb. ile görüşüyor ve “İran’a karşı bizi kullanın, bırakın PYD/PKK’yi” diyebiliyor.
Bu Ankara’nın ABD’ye el altından önerisi olarak görülür sadece. ABD hedefimizde İran var, derken ve elinin altındaki PKK/PYD güçlerini de ileride İran’a karşı kullanma niyeti açıkken... CIA, ÖSO’nun bu teklifini kabul etse, Ankara bu kez İran’ı mı hedef alacak, ABD safında?
İran, bu manevraları görmüyor mu? Görüyor. Yani iki ülke arasında özünde bir içten dostluk yok. Çok sık görüldüğü gibi, Ankara, Ortadoğu’da birini göklere çıkartır över, öbür gün düşman ilan eder, kötüler.
Peki, bugün Esad ile ilişki kurmamakta ısrar ne? Hayır, Rusya üzerinden kuruluyor ya demek anlamsız. Kilit noktada, Cumhurbaşkanı’nın kararı duruyor. “Eli kanlı, kendi yurttaşına şiddet...” gibi, kimseyi inandıramayacağı bahanenin ardında aslında ne saklı? Çünkü bir milyon Iraklı Müslümanın katili Washington ile al takke ver külah ilişkiler anımsatılıp bu ne lahana turşusu denir.