‘Yılmaz Özdil senden ne istiyor’ sorularına yanıt
Okurlar soruyor, Yılmaz Özdil sizden ne istiyor, diye. Bir yazısında adımı geçirmiş, ama kötü bir şekilde, bir tür zebanilik üstlenerek cehennem çukuruna itivermiş bendenizi. Sorun değil, zaten karşı...
Okurlar soruyor, Yılmaz Özdil sizden ne istiyor, diye. Bir yazısında adımı geçirmiş, ama kötü bir şekilde, bir tür zebanilik üstlenerek cehennem çukuruna itivermiş bendenizi. Sorun değil, zaten karşı cephe durmadan günde birkaç kez o ateşte yakıp kül ediyor. Kendisine benden geride bir şey kaldıysa, alsın helal olsun, orada yanarken yüreğini soğutsun! (Bu yürek soğutma işini yazarken yapmış ya, neyse!)
***
Mesele Atatürk kitabı. Sol portal, Özdil’in bir açıklamasını Twitter hesabından duyurmuş, ben de bu açıklamayı şu sözlerimle paylaşmıştım: “Herhalde, bu çok özel kitaptan elde edilen gelir, Atatürk ile ilgili bir eğitim kurumuna veya eğitim için çocuklara harcanacaktır..”
Sol portalın paylaştığı Özdil’in açıklamasının altına yazılan yorumlara şüphesiz ki katılmak mümkün değil. Bu Sol portalın sorunu, bırakır - siler ona zaten müdahalem söz konusu değil. Benim notumun altına da hem savunan hem eleştiren yorumlar yapılmıştı. 3-5 kötü yorumun sahiplerini de engellemiştim.
Sonra düşündüm, bu tartışmada ne işim var diye ve ikinci bir paylaşımda bulundum: “Çok da üzerinde durulmaması gerekiyor, en sonunda hem bağış yapıyor hem de ticari bir iş, bunun müşterisi var.. ben geri çekiliyorum..”
Sevgili okurlar, bütün konu bu. Yukarıdaki durum, Özdil’e, iktidara saldırdığı bir dil ile bana saldırmasına yetmiş.
***
Özdil, yaşadığımız tonlarca haksızlık karşısında büyük tepki duyan insanların yanan yüreklerini, yakaladığı yazı tarzıyla soğutuyor ve oh dedirtiyor. İktidarın dışlayıcı ve ötekileştirici, kamplaştırıcı politikalarına - söylemlerine, yoğun bir şekilde duyguları coşturarak yanıt veren bir keskin “karşı - iktidar dili”ni yazılarında başarıyla kullanıyor. Bir karşı “propagandist” dil.
Bu tür bir yazı dilinin dur durağı yoktur. Özdil’in bu dili hemen herkese benzer duygu ve keskinlikte saldırır. Hiçbir ayrım yapmaz. İnceltilmiş ve farklılaşmış “versiyonları” yoktur. Muhalefet de liderleri de aynı dilden nasiplerini sık sık alır.
Özdil’in bu dili bana uymaz. “Duygu-emici”. Ama bu dilin taraftarları çoktur. Basit, yalın, hücumcu, bizim tarafı rahatlatan başarılı bir yazı tarzı. Arada sırada tarihten başarıyla çıkardığı “olayları - gerçekleri” köşesine taşır ve okutur. Ben bile helal olsun dediğim yazılarını anımsarım.
***