Zulmü, cani adaylarını ödüllendirmeyin yeter..
Eren Erdem’i uyduruk ve yalan hukuki gerekçelerle daha ne kadar içeride tutacaksınız? Hoşlanmadığınız gazetecileri hâlâ içeri almaktan artık ne zaman utanmaya başlayacaksınız?
Hukuksuzluk devlet ve siyaset eliyle iki tık yukarı tırmandırıldı ve fiili saldırı aşamasına geçildi. Saldırganların sevilmesine, ödüllendirilmesine başlandı.
Muhalefet liderine insan artıklarının yaptığı saldırıyı ödüllendirdiniz.
Kılıçdaroğlu’na yapılan katliama yönelik saldırıyı yapan ilkel güruhun hepsini serbest bıraktınız, yakın yakın diye bağıran akıl ve mantık yoksunlarını korudunuz. Saldırının başlarından birini eli öpülesi insan yaptınız.
Söz konusu kişi muhalefet lideriydi: Kılınız kıpırdamadı. Tersine, sesiniz saldırganları cesaretlendirici oldu. İktidarın en azından kayıtsız kaldığı, ama yarattığınız parçalanmışlık ortamından beslediğiniz saldırılar hiç hoş karşılanmaz, atılan taş atana geri döner. ‘Vurun, öldürün’
Derken, gazeteci ve araştırmacı, Yeni Çağ gazetesi yazarı meslektaşımız Yavuz Selim Demirağ alçakça saldırıya uğradı. Vurun, öldürün bağırışları altında taşlı sopalı saldırıdan nasıl sağ çıktı bilinmez. Saldıranları biliyordunuz, hepsini aldınız ve sonra serbest bıraktınız. Meclis araştırması isteklerine de hayır dediniz..