Şeytanın iki oğlu
Türkiye'nin öncelikli meseleleri her şeyin önüne geçtiği için ABD Başkanlık seçimleri ikinci plana düştü. 3 Kasım’la birlikte bir anda bütün televizyon kanalları her şeyi bir kenara bıraktı ve ABD’de neler olduğuna odaklandı.
Türkiye'nin öncelikli meseleleri her şeyin önüne geçtiği için ABD Başkanlık seçimleri ikinci plana düştü. 3 Kasım’la birlikte bir anda bütün televizyon kanalları her şeyi bir kenara bıraktı ve ABD’de neler olduğuna odaklandı. Anlatılanlara, analizlere, öngörülere bakılırsa, kimin Başkan seçileceğinin dünyada en çok bizi ilgilendirdiğini, sonucun doğrudan bizi etkileyeceğini zannedersiniz. Her ABD Başkanlığı seçimi öncesi aynı tartışmalar yapılır, farklı senaryolar yazılır ama sonuç hep aynı olur. Gelen gideni aratır.
DEĞİŞEN BİR ŞEY OLMAYACAK
ABD dünyanın en büyük ve en vahşi emperyalist ülkesidir. Seçimin sonucu bu gerçeği değiştirmeyecektir. Zaten asıl konuşulan ve tartışılan da kimin seçilmesi durumunda daha çok kanın akacağı, dünyanın daha güvensiz, daha karmaşık ve daha tehlikeli hâle geleceğidir. Bize göre, bu kanlı düzenin devamı için kimin seçileceğinin çok da önemi yoktur, zira ABD her durumda bildiğinden şaşmayacaktır. Trump veya Biden ne fark eder? Şeytanın iki oğlu, al birini vur ötekine. Türkiye’nin menfaatleri açısından Obama ile Trump arasında bir fark oldu mu ki, Biden’ın gelmesi durumunda bir şeyler değişsin? Obama, PKK terör örgütünü korudu, kolladı, Trump vaz mı geçti? Veya Biden gelirse PKK’ya verilen on binlerce tır dolusu silahı geri mi alacak? Bu soruları Kıbrıs meselesinden Akdeniz’deki varlığımıza, S-400’lerden F-35’lerin akıbetine, Suriye’de olanlardan Kudüs ve Filistin’in geleceğine kadar birçok konuda sorabilirsiniz ve hepsinin cevabı hemen hemen aynıdır: Değişen bir şey olmayacak. Sadece isimler değişecektir ve gerisi aynen devam edecektir.