Terör elebaşları mağaralarına gömülmeli
"Terörü hilesiz veya hilafsız kınayamayan, kurduğu cümlelere amaları, fakatları el yapımı patlayıcı gibi konuşlandıran, zevahiri kurtarabilmek amacıyla kanlı örgütün adını anmaktan bile imtina...
"Terörü hilesiz veya hilafsız kınayamayan, kurduğu cümlelere amaları, fakatları el yapımı patlayıcı gibi konuşlandıran, zevahiri kurtarabilmek amacıyla kanlı örgütün adını anmaktan bile imtina edenler sadece korkak değil, sadece kokuşmuş değil, aynı zamanda terörün irili ufaklı koçbaşlarıdır.”
Sayın Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasında kurduğu bu cümle farklı tarihlerde PKK terör örgütü tarafından kaçırılan 13 vatandaşımızın şehit edilmesinden sonra, hala karnından konuşanların, hala ipe un seren ahlaksızların net ve kesin tarifidir. Terörün bu ülkenin gündeminden artık tamamen çıkarılması gerekiyor. Sayın Genel Başkan bunun için yapılması gerekenleri şöyle sıralamıştır: “Dileğimiz teröristlerin peşinin bırakılmaması, döktükleri kanların hesabının damla damla şerefsiz varlıklarından sorulmasıdır. Kandil’e bir şafak vakti Türk’ün şanlı bayrağı dikilmeli, terör elebaşları mağaralarına gömülmelidir. Mahmur’da kurulu bulunan terör kampları yakılıp yıkılmalıdır. Ayrıca PKK’nın Irak-Suriye arasında irtibat ve intikal sahalarından birisi olan Sincar’ın kısa süre içinde yerle bir edilmesi, özellikle örgütün nefes aldığı ve kontrolünde tuttuğu Peşhabur sınır kapısının da temizlenmesi artık hayat memat konusudur.”
YA TESLİM OLACAKLAR YA KAFALARI KOPARILACAK
Yeryüzünde çok nadir görülen bu canavarlık, bir dönüm noktasıdır ve herkes tarafını belirlemek zorundadır: “PKK/YPG’ye kol kanat geren sözde insan hakları savunucuları, özgürlük simsarları şimdi ne diyeceksiniz? Ne yazacaksınız? Neyi anlatacaksınız? Gara’da akan kan alayınızı boğacak, biliyor musunuz? Bu sefer ateş yalnızca düştüğü yeri yakmayacak, PKK’nın yanında yöresinde saf tutan kim varsa çembere alıp tepeden tırnağa tutuşturacaktır. Türk milletinin izzet-i nefsiyle oynamaya cüret etmenin bedeli, masum evlatlarımızın hayatlarına kast etmenin ağır sonucu silahlı eşkıyaya, şehirlere tutunmuş yandaşlarına, elbet siyasi ortakçılarına felaket olarak yansıyacaktır. PKK terör örgütü ya silahlarıyla birlikte ve son teröristine kadar güvenlik güçlerine teslim olup Türk adaleti önünde hesap verecektir, ya da azdan az çoktan çok gidecek, hainlerin kafaları kopartılacaktır. Bundan böyle gerisini bölücüler, yardım ve yataklık yapan işbirlikçiler, eli ve vicdanı kanlı teröristler düşünmelidir.”
TAHÜMMÜLÜMÜZ KALMADI
Dağdaki teröristler kadar, onların bütün uzantıları da artık hesap vermelidir. Sayın Bahçeli’nin bu konuda söyledikleri Türk milletinin ortak kanaatidir: “Bilinmelidir ki, dağda elde edilen stratejik ve mukayeseli üstünlüğü TBMM’de kaybetmeye, TBMM’de eritmeye ne sabrımız ne de tahammülümüz kalmıştır. Türk devletinin ekmeğini yiyip havasını soluyan, hazinesinden geçinip imkânlarından yararlanan, sonra da dönüp bu devletin varlığına diş bileyen, nifak saçan, suikast düzenleyen teröristlere güzellemeler yapan siyasi terör safralarının yakasından tutmak millet vekaletinin iffetini taşıyan her muhterem milletvekili için namus meselesidir. Yeter artık, sabır taşı çatladı, bıçak kemiğe dayandı. Bu mesele var oluş yok oluş meselesidir.”