Türklük ne zaman sizin meseleniz oldu?
Milliyetçi Hareket Partisi, 13. Olağan Büyük Kurultayı sebebiyle bir süre ara verdiği grup toplantılarını yeniden başlattı. Sayın Bahçeli’nin grup konuşmaları siyasetin yönünü belirlediği...
Milliyetçi Hareket Partisi, 13. Olağan Büyük Kurultayı sebebiyle bir süre ara verdiği grup toplantılarını yeniden başlattı. Sayın Bahçeli’nin grup konuşmaları siyasetin yönünü belirlediği gibi, özellikle zillet güruhunun karartma, bozma ve yıkma çabalarını da net olarak boşa çıkarıyor. Yine öyle oldu. Konuşmasına kurultay değerlendirmesi ile başladı. Muhteşem atmosferi hatırlatıp, “Gayemiz daha güçlü bir Türkiye’dir. Satanlardan, kaçanlardan, korkanlardan, dönenlerden, yılanlardan, yorulanlardan, ilk sallantıda yoldan sapanlardan olmadık, bundan sonra da olmayacağız” diyerek bir özet yaptı.
HERKES HADDİNİ BİLSİN
Uygur Türkleri son zamanların en çok istismar edilen meselesidir. MHP’ye bu kasıtlı ve planlı biçimde yapılan karalama elbette cevapsız kalmadı. “Türk milletiyle gönül bağı kopmuş kim varsa bize Uygur Türkleri konusunda laf ediyor, ileri geri konuşuyor. Be hey gafiller, Türklük ne zamandır sizin ana meseleniz oldu? Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Limasol kentinde, cami duvarlarına Türklere ölüm yazan faşist ırkçılarla sizin aranızda esasen ne fark vardır? Milliyetçi Hareket Partisi, Uygur Türklerinin kanayan yarasına yabancı başkentlerin prizmasından bakmaz, bakamaz. Türkmeneli davasına Barzani küstahlığıyla yaklaşmaz, yaklaşamaz. Kıbrıs Türklüğünün hak ve çıkarlarını Rum palikaryasının veya küresel baskı gruplarının dayatmalarıyla ele almaz, alamaz, almayacaktır. Herkes haddini bilsin, atacağımız taşı da biliriz, yiyeceğimiz aşı da biz seçeriz. CHP böyle demiş, İP şöyle demiş, HDP şunu söylemiş bizim için sadece gürültü kirliliğidir.”
CEVAP ARAYAN SORULAR
CHP’nin Türklük konusunda laf söylemesi eşine rastlanmamış bir garabettir. Sayın Bahçeli’nin şu soruları, aynı zamanda CHP’nin gerçek yüzünün ifşasıdır: “Karabağ Savaşı’nda, Ermeni propagandasına nefes olan CHP’nin bir gün de çıkıp Türkmeneli’ndeki gözyaşlarından; Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhurmatu’nun çiğnenmiş haklarından bahsettiğini duyanınız oldu mu? 28 Mart 1991’de yaşanan Altınköprü katliamına ses çıkardığını, 1821 Mora soykırımını nefretle kınadığını bir Allah’ın kulu işitti mi? Peki, bu ayın ilk haftasında alay-ı valayla Irak’ı ziyaret eden Papa’nın Türkmenlerin haklarıyla ilgili tek bir kelam ettiğine şahit olundu mu? Küresel sömürü ve köleleştirme ablukasına en ufak itiraz, eleştiri, tepki gösterebildi mi? Bizim Türk milletine bağlılığımız bir siyasetin konusu değil, bir sevdanın, bir sadakatin, bir vefanın, bir varoluş bilincinin sonucudur. Andımız’ı istismar edenler, Türklüğü kirli projelerine malzeme yapmak için kuyruğa girenler bu sevdadan ilelebet mahrum olan kimliksizlerdir.”
BİLİNÇLİ SAPTIRMA