Bir din adamının gözüyle, Cizre ve bölgede durum-3
Cizre’de görev yapan bir din adamının düşüncelerini son iki yazıda paylaşmıştım. Bugün çözüm süreci için düşündüklerine yer vereceğim: “İslam’a hizmet eden...
Cizre’de görev yapan bir din adamının düşüncelerini son iki yazıda paylaşmıştım. Bugün çözüm süreci için düşündüklerine yer vereceğim: “İslam’a hizmet eden cemaatler, bu meseleyi görmezlikten geldiler. Bu meselede müspet konuşanları, hakkı ifade edenleri ırkçılıkla suçladılar. Kürt kardeşlerini anlayamadılar, yanlarında olmadılar. Yurt dışına uzak diyarlara gidip hizmet edenler Güneydoğu’daki sorunu görmediler. Devletin milliyetçilik politikası onların gerçekleri görmesini engelledi. Halbuki yanan biziz ve hepimiz bu gemideyiz. Her bir tarafımız kanıyor. Bu kanı durdurmak her birimizin meselesidir. “Bir Müslüman olarak, bu meselede hüküm verirken, adalete göre mi, yoksa akrabalık ve menfaatlere göre mi karar vereceğiz? “Biz İslami cemaatlere ne oluyor da, bu meselede, devletin milliyetçilik politikasının yanlışlıklarının yanında yer alarak veya sessiz kalarak bu sorunu derinleştiriyoruz? “Son zamanlarda, İslami camiada bu meselede ilerleme olmakla beraber, yetersizdir. “Barış dini ve barışı getiren İslam, IŞİD’e payanda yapılamayacağı gibi, Marksizm’e de payanda yapılamaz. “Kürtler olarak, bölgemizde İslam medeniyetini yok etmeye çalışan Marksist ideolojiyi benimsememiz ve o kisveyi giymemiz mümkün değildir. “İnsan hakları evrensel bir değerdir. Bunu savunmak en meşru bir haktır. Marksizm akımı Kürt hakları adı altında büyük bir tahribat yapmıştır. Sadece şehirlerimizde değil, kalp ve ruhumuzda hendekler açmıştır. Ahlakımızda derin yaralar açmıştır. Başkanımızın dediği gibi, ‘ Kapıların önündeki hendekleri kapatmak kolaydır. Kalp ve zihinlerdeki çukuru kapatmak zordur. Biz de zannediyoruz ki bu Kürt sorunu. Oysa bu Kürt sorunu olmaktan çıktı. Tamamen başka mecralara aktı. “Marksist zihniyetin derdi Kürt meselesi değildir. Kürt rengini alan uluslararası bir ifsad hareketidir.