Çınar katliamı PKK'nin kendi miladına dönüşüdür
Aşağıda okuyacağınız metin PKK’nın 90'lı yıllarda bastığı bir köyde yaşananları anlatan, gerçek bir tanıklığa dayanıyor. Anlatıcı, bu suça ortak olmuş ve daha sonra...
Aşağıda okuyacağınız metin PKK’nın 90'lı yıllarda bastığı bir köyde yaşananları anlatan, gerçek bir tanıklığa dayanıyor. Anlatıcı, bu suça ortak olmuş ve daha sonra yakalandığında olup bitenleri, bir romancının kaleminden çıkmış diye düşünülebilecek kadar son derece çarpıcı cümlelerle anlatmıştır.
Çınar’da bir ton bomba kullanılarak gerçekleşen saldırı ve bu saldırıda hayatını kaybeden çocuklar, sivil insanlar, daha ilk dakikalarda benim aklıma bu anlatıyı getirdi. Ki zaten, ‘Kuşatmadan infaza Musa Anter Cinayeti’ isimli kitabımda bu tanıklığa yer vermiştim. (Everest Yay, Syf: 59-60)
Anlatılan köy baskınını gerçekleştiren grubun başında olan kişi Hogır kod adıyla bilinen Vartolu Cemil Işık’tı. Kendi kitabım için malzeme toplarken, aynı zamanda PKK’da bölge sorumluluğuna kadar yükselmiş olan Hogır-Cemil Işık’ın izini sürüyordum. Kimdi Hogır ve PKK’da nasıl bir hayatı olmuştu? JİTEM’e geçmesi sonra da Musa Anter’in tuzağa düşürülmesinde oynadığı rol, Almanya’ya yollanması ve Almanya’da Abdullah Öcalan’ın emriyle öldürülmesi, aslında bir PKK tarihi ve özeti olarak okunmaya çok müsaitti.
Bu bir milattı, PKK’nın ilk yıllarında yaşanan bir milat.. PKK’nın saflarındaki yüzlerce Hogır’ın hayat hikayesini belirlemiş bir milat.. O milat ya da başlangıç tarihi, Kürtler’i korkutarak ve öldürerek mücadele saflarına kazanmayı hedefliyordu ve doğrusunu söylemek gerekirse, PKK az çok bu hedefine ulaştı. Ama bugün bir zamanlar korkutularak, yoksullaştırılarak, onurlarıyla, hem devletin hem PKK’nın oynadığı Kürt halkı, bugün korku duvarını yıkıyor ve PKK’nın son kanlı stratejisine destek vermemek için canıyla dişiyle direnmeye devam ediyor.
Çınar baskını/katliamı, PKK’nin kendi miladına dönüşüdür. Peki o milat nasıl başlamıştı?
İşte bu milada ışık tutan, sözünü ettiğim o tanıklık, okumada ve hatırlamada fayda var bugün:
‘..Kamptan 37 kişi olarak çıktık. Yarım saat kadar yürüdükten sonra Türkiye topraklarına girdik. Bir saat kadar yürüdükten sonra, köye yaklaştık. Hogır saldırı grubuyla savunma grubunu ayırdı, saldırı grubu olarak yarımay şeklinde köyün içindeki evlere doğru girmeye başladık. İlk eve yaklaştığımızda elinde fener olan bir kadın dışarı çıkıyordu. Kadını görür görmez eve ateş ettik. Arkasından Ali kod adlı kişi roketatarla eve ateş etti ve böylece eylem başlamış oldu.
Rastgele evlere ateş ederek köye iyice yaklaştık. Tahir adlı arkadaşımız kadının evinin penceresinden el bombası atmaya çalışsa da, bomba pencerenin kenarına çarpıp dışarı düştü, az daha biz yaralanacaktık. Bunun üzerine Hogır, Ali Mazlum ve ben evin içine girdik. Evde iki kadın ve dört beş tane çocuk vardı. Korkudan evin köşesine sıkışmışlardı. Kadınlar kendilerini öldürmememiz için Kürtçe olarak bize yalvarıyorlardı, çocukları ise sürekli ağlıyorlardı. Hogır bunların üzerine ateş etmeye başlayınca biz de kadın ve çocukların üzerine ateş etmeye başladık.