Başkanlık sistemi ve yargı -1
Parlamenter sistemlerin tamamında hâkimlik görevi, hukuk alanında uzmanlaşmış ve yargı bürokrasinin hiyerarşi ve denetiminden geçmiş kişiler tarafından yerine getirilir. Bu tür sistemde yargıçların...
Parlamenter sistemlerin tamamında hâkimlik görevi, hukuk alanında uzmanlaşmış ve yargı bürokrasinin hiyerarşi ve denetiminden geçmiş kişiler tarafından yerine getirilir. Bu tür sistemde yargıçların bağımsızlığı ve tarafsızlığının, genelde, yasama ve yürütme erklerinin yargıç atamalarında ya bir yetkiye sahip olmaması ya da sınırlı yetkilere sahip olması ile sağlanabileceği varsayılır.
İkinci olarak adaletin tesisinin ancak yargıcın iyi bir mesleki eğitime sahip olmasıyla mümkün olacağı kabul edilir. Üçüncü olarak da yargıcın dışa karşı tarafsız bir tutum içinde olmasıyla tarafsızlığın sağlanacağı kabul edilir. Son olarak tarafsızlığın ve adaletli bir kararın, yargıcın adalete karşı duyarlılığı güçlü ve bilge bir kişi olmasıyla mümkün olacağı varsayılır. Tarafsızlık bir sistem sorunundan çok, iyi eğitim almış ve çok iyi hukuki bilgiyle donatılmış bir yargıcın iç tutumuyla ilgili görülür. Adalet sıradan halk tarafından bilinemez.
Bu nedenle klasik parlamenter sistemlerde yargıçlık genelde orta-üst sınıfa mensup ailelerin teveccüh ettiği, aristokratik mahiyet arz eden bir meslek olarak görülmüştür. Orta-alt sınıflardan bu mesleğe intikal daha çok 20. yüzyılın ikinci yarısında mümkün hale gelmiştir.
Yargı kurumu içinde katılımcılık, çoğulculuk ile denge ve denetim mekanizmaları ikincil önemde görülür.