Mevcut sistem ile yola devam?
“Aklın gereği mevcut parlamenter sistemin demokrasi ve adalet kalitesini yükseltmek midir? Yoksa temel vurgusu evrensel değerler değil, ‘bize göre’ olan meçhul bir sisteme toplumu zorlamak mıdır?” diye soruyor, değerli...
“Aklın gereği mevcut parlamenter sistemin demokrasi ve adalet kalitesini yükseltmek midir? Yoksa temel vurgusu evrensel değerler değil, ‘bize göre’ olan meçhul bir sisteme toplumu zorlamak mıdır?” diye soruyor, değerli yazar Taha Akyol geçen cuma yayımlanan yazısında. Aklın gereğinin ne olduğuna dair karşımıza seçimlik bir soru çıkarıyor.
Soru çok basit, ama sorun o değil. Sorunun üzerine yerleştirildiği gerçeklik, oldukça “varsayımsal” bir gerçeklik.
Aklın gereğine uygun bir tercihte bulunabilmek için, önce verileri doğru bir şekilde masaya yatırmamız gerekir. Yani gerçekliğe sadık olmamız gerekiyor.
Rasyonellik bilginin ve yaşamın temel ilkesinin akıl olması gerektiğini söyler. Siyasette aklın gereği pür tutarlılık değildir. Tüm cinayet mekanizmaları, tüm ideolojiler, radikalizmler tutarlılıkları sayesinde çekicilik kazanır. Ama sonuçları itibarıyla bireye ve topluma zarar verirler. Zira her tutarlılık doğru bir hedefe ulaşmanın garantisi değil.
Siyasette aklın gereği, zekâ, meşru amaç ve meşru yöntem arasında uyum gerektirir. Ve siyaset bilimi bu konuda bir değerlendirmede bulunurken, gerçeklikten hareket eder. Analitik bir şekilde ilerler.
Şimdi gerçekliğe eğilelim ve sorunun kendisini masaya yatıralım.
Mevcut sistem parlamenter sistem midir?