D vitamini dosyası-2: Güneş mi hap mı

Hürriyet Gazetesi Yazarı Osman Müftüoğlu’nun bugünkü (28.04.2022)''D vitamini dosyası-2: Güneş mi hap mı’’ başlıklı yazısı.

Daha önce de hatırlattım: Güneşlenmeden, cildimizi “usulüne uygun” bir şekilde güneşle buluşturmadan yeteri kadar D vitamini depolamamız pek mümkün değil.

Bu nedenle başlıktaki sorunun cevabı net ve açık olarak şu: Yediğinize, içtiğinize, damlasına, şurubuna, iğnesine, hapına değil, “emeğinize(!)” yani düzenli aralıklarla güneşlenerek ürettiğiniz D vitamininize güvenin. Zira uzmanlar ısrarla D vitamininin en güvenlisi ve faydalısının derimizi güneşle buluşturarak güneşten gelen UVB/morötesi ışınları sayesinde ürettiğimiz “doğal D vitamini” olduğunu söylüyorlar. Peki, neden? Nedeni şu...

İYİ BİLGİ 1

SÜLFATLI D VİTAMİNİ ÇOK DAHA DEĞERLİ

Takviye olarak faydalandığımız D vitaminleri, hayvan ya da bitki kaynaklı. Takviyelerdeki D vitaminleri doğal olanlarının aksine “sülfatlı değil, sülfatsız”. Sülfatsız oldukları için de suda değil sadece yağda eriyebiliyorlar. Neticede de hücrelerimizdeki etkileri “hem suda hem de yağda eriyebilen doğal D vitaminine oranla” daha sınırlı kalıyor. Diğer taraftan mesele sadece “sülfatlı olup olmama meselesi” ile de sınırlı değil. Basit ama önemli bir ayrıntı daha var. O ayrıntı da şu...

İYİ BİLGİ 2

SÜLFATLI D VİTAMİNİ ADETA BİR GÜNEŞ PİLİ

Güneşten cildimize ulaşan UVB ışınları sayesinde cildimizde hazır bekleyen, öncü 7-dehidrokolesterolden ürettiğimiz “sülfatlı D vitamini/DOĞAL D VİTAMİNİ” sülfat bağından ayrıldığında bir “enerji” açığa çıkıyor. Kısacası sülfat bağı D vitaminine “hem suda hem yağda eriyebilme, hücrenin her alanına rahatça ve etkili bir şekilde ulaşabilme” yeteneği kazandırmanın da dışında, bir anlamda güneş enerjisini vücutta depolayan bir çeşit “güneş pili avantajı” da sağlıyor. Kanaatime göre, “kanserden korunma, bağışıklığı güçlendirme, depresyonu engelleme, şeker hastalığını frenleme, kalp damar hastalıklarını önleme” gibi kritik görevler söz konusu olduğunda bu gibi ek işlerde daha başarılı olan D vitamininin sülfatlı formuna öncelik vermemiz çok daha avantajlı bir yaklaşımdır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hafta sonu için sağlık notları 23 Kasım 2024 | 353 Okunma Biyolojik yaşınızı siz belirleyin 21 Kasım 2024 | 622 Okunma Gerçek yaşınız ‘biyolojik yaş’tır 18 Kasım 2024 | 792 Okunma En iyi egzersiz hangisi 16 Kasım 2024 | 1.180 Okunma Sırada ‘yaşlanma tsunamisi’ mi var 14 Kasım 2024 | 388 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar