Damar çatlatan lezzetler
Et-patates, rosto-püre, karpuz-beyaz peynir... Bu "ikili"lerin lezzetli olduklarını ben de biliyorum ama "sağlık" söz konusu olunca kendimi de sizi de uyarmadan duramıyorum. Zira bu tür "damak çatlatan lezzetler", dikkat edilmezse "damar...
Et-patates, rosto-püre, karpuz-beyaz peynir... Bu "ikili"lerin lezzetli olduklarını ben de biliyorum ama "sağlık" söz konusu olunca kendimi de sizi de uyarmadan duramıyorum. Zira bu tür "damak çatlatan lezzetler", dikkat edilmezse "damar çatlatan zehirler" haline de gelebilirler. Yanlış yerde, yanlış zamanda kullanıldığında iyi gıdalar zararlı, en azından faydasız olabilir.
Soframızdaki besinler için "iyi-kötü" veya "yararlı-zararlı" gibi ayrımların ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum ama şundan eminim: Yanlış yerde, yanlış zamanda kullanıldığında iyi gıdalar zararlı, en azından faydasız olabilir. İsterseniz kafanızı çok fazla karıştırmadan konuya 'damardan' gireyim: "Mutfak yanlışları"mızın ya da "mönü dizaynı" hatalarımızın sayısı bir hayli fazla.
Bunların çoğu da yanlış eşleştirmelerden kaynaklanıyor. Mesela büyük bir zevkle yediğiniz 'et-patates' çok zararlı bir ikili.
Protein kaynağı olan eti nasıl pişirirseniz, pişirin yanına nişasta deposu patatesi koydunuz mu işler karışır! İster 'hamburger-patates kızartması' ister 'rosto-patates püresi' yiyin isterseniz tencerede 'bol patatesli kuşbaşı et ya da kıyma' pişirin metabolizmanız bu ikiliden hoşlanmaz.
Gündelik yaşamımızdan 'peynirli pizza' ya da 'sıcak ekmeğin içine boca edilmiş tulum peyniri' gibi başka tanıdık örnekler de verebilirim. Beslenme listesinde ağız tadını en başa yazan ülkemizde bu örnekleri çoğaltmak çok kolay.