Güneşle barışın
D vitamini yazı dizimizin sonuna geldik. Konuyu gündeme getirmemizin nedeni, yaklaşan yaz ve ortak bir yanlışımız: Çoğumuz tatilde depoladığımız D vitamininin bize yıl boyu yetebileceğini düşünüyoruz....
D vitamini yazı dizimizin sonuna geldik. Konuyu gündeme getirmemizin nedeni, yaklaşan yaz ve ortak bir yanlışımız: Çoğumuz tatilde depoladığımız D vitamininin bize yıl boyu yetebileceğini düşünüyoruz. Ne var ki tatilde depolayabileceğimiz D vitamini rezervi bize en fazla 3 ay yetebiliyor...
En doğru şekilde güneşlenseniz bile (hiç güneş yağı kullanmasanız, daha önce anlattığım şartlara tamı tamına riayet etseniz bile) günde en fazla 200-250 bin ünite D vitamini üretip depolarsınız.
İçinizden bazılarının "hocam biz yaz boyu Anamur'da/Alanya'da/Fethiye'de/Çeşme'de/Bodrum'da/Ayvalık'ta 10-15 gün değil, neredeyse üç ay güneşleniyoruz. Hesap o zaman da mı tutmaz? Bedenimiz bu süre içinde de yeteri kadar D vitamini depolayamaz?" gibi bir soruyu aklından geçireceğine eminim.
Yanıtım maalesef "Depolayamaz!" şeklinde olacak! Nedenini yeniden hatırlatayım: Siz güneşlenmeye devam ettikçe, kararıp bronzlaştıkça bırakın D vitamini üretmeyi, cildinizde üretilen D vitaminini de UVA etkisi ile parçalamaya başlıyorsunuz. Peki, bu işin etkili bir çözümü yok mu? Tabiî ki var. İşte o çözüm...
YAZI BEKLEMEYİN
Yıl boyunca güneşi gördüğünüz her fırsatta bulunduğunuz kapalı ortamdan çıkıp elinizi, ayaklarınızı, yüzünüzü -hiç olmazsa- yani bedeninizin o anda fırsat bulduğunuz bölümlerini güneşle buluşturun.
Yurtdışı seyahatlerinde görmüşsünüzdür: Yaz, kış, ilkbahar, sonbahar demeden, hava soğuk mu, sıcak mı gözetmeden insanlar park ve bahçelerde güneşlenirler. Nedeni, D vitamini üretme yani bilinçli güneşlenme eğitimini önceden almış olmaları. Yani güneşten istifadeyi sadece yaz mevsimi ile sınırlamamaları.