Hayatı ve ruhu ıskalamanın bedeli büyük
MODERN tıbbın bize kazandırdıkları saymakla bitmez. Özellikle akut hastalıkların tedavisinde gösterdiği başarılar asla görmezden gelinmez. Ama bu durum şu gerçeğin üstünü örtemez: Modern tıp...
MODERN tıbbın bize kazandırdıkları saymakla bitmez. Özellikle akut hastalıkların tedavisinde gösterdiği başarılar asla görmezden gelinmez. Ama bu durum şu gerçeğin üstünü örtemez: Modern tıp, kronik hastalıklar söz konusu olduğunda aynı başarıyı gösteremiyor. Böyle olduğu için de kansere, diyabete, hipertansiyona, romatizmal sorunlara, bellek problemlerine yakalananların sayısı sürekli artıyor.
Bu olumsuz gelişmenin –bana göre- başlıca iki nedeni var: İlki, modern tıbbın yaşam tarzımız yani hayatımız, hayat tarzımız, hayatımıza ilişkin seçimlerimiz (aktivitemiz, yiyip içtiklerimiz, uyku düzenimiz, stres problemimiz) konusunda gösterdiği duyarsızlıktır. Bu duyarsızlıkta korunmayı unutup tedaviye odaklanmasının da payı vardır.
İkinci ve daha büyük yanlışı ise ruhu ciddiye almaması, hatta ıskalamasıdır. Modern tıp belki de ölçülebilir, laboratuvarda tartılabilir, izlenebilir bulmadığı için ruhun ruhsal/zihinsel durumumuzun sağlığımız üzerindeki etkilerini görmezden geliyor.