İnsülin patlamasına dikkat
Çoğumuz farkında bile değiliz ama muazzam bir “kronik hastalık patlaması” problemi ile karşı karşıyayız.
Çoğumuz farkında bile değiliz ama muazzam bir “kronik hastalık patlaması” problemi ile karşı karşıyayız.
İstatiksel rakamlara göre, her 4 yetişkinimizden en az biri ya obez ya diyabetli ya da hipertansiyonlu. Yine uzmanlara göre, her 4 yetişkin vatandaşımızdan birinin karaciğeri kesinlikle yağlı. Kalp damar hastalıkları, kronik nörolojik hastalıklar ve benzeri sağlık problemlerinde de ciddi bir artış var. Kısacası konu önemli. Peki, bu tatsız/olumsuz gelişmenin nedenleri neler? Sözü fazla uzatmadan o nedenlerden birini, hatta birincisini ben hemen söyleyeyim: İNSÜLİN DİRENCİ! Peki, nedir, neyin nesidir bu insülin direnci denen sorunun esası?
ÖN BİLGİ
AZI DA ÇOĞU DA PROBLEM BİR HORMON
PANKREAS bezinin salgıladığı insülin hormonunun farklı görevleri olsa da öncelikli olanı kandaki şekeri hücreye sokup kullanılmasını sağlamak, yani “kan şekeri ayarını” düzenlemektir. Şeker moleküllerinin hücrelerimize girebilmesi için reseptörlerden -giriş kapılarından- geçiş şifrelerine ihtiyaç vardır. Ve bu şifreler şeker molekülünde değil, insülinde saklıdır. Bu nedenle şeker hücreye sadece insülinle beraberse girebilir, hücredeki kapıyı sadece insülin açabilir. İnsülin hormonunun gereğinden fazla salgılanması ve kanda aşırı birikimi durumunda ise durum değişir, bu sistem işlemez hale gelir. Hücrelerin -özellikle kas ve karaciğer hücrelerinin- giriş kapıları kilitlenir, reseptörler açılmaz, kanda insülinle beraber şeker de birikir ve “kan şeker dengesi” altüst hale gelir.