Ölümsüzlük mü yoksa kanser mi?
İsterseniz önce telomer konusunu yeniden bir hatırlayalım:“Telomer”, DNA materyalinin uç kısımlarını kaplayan ve koruyan, DNA’da saklanan kalıtımsal/genetik materyalin/bilgilerin/varlıkların...
İsterseniz önce telomer konusunu yeniden bir hatırlayalım:
“Telomer”, DNA materyalinin uç kısımlarını kaplayan ve koruyan, DNA’da saklanan kalıtımsal/genetik materyalin/bilgilerin/varlıkların yıpranmasını önleyip azaltan, kısacası “her şeyimiz” diyebileceğimiz
kromozomlarımızın sabit ve
sağlam durmasını sağlayan çok özel yapıdır.
Ayakkabı bağlarımızı DNA gibi düşünürsek eğer, telomerler o bağların ucundaki sert plastik yapılı koruyucu uç materyaller gibidir.
Normal halde hücrenin her bölünmesinde o materyalin yani telomerin ucu biraz kısalır.
Kısalma kritik bir düzeye geldiğinde de hücre gücünü, kuvvetini, fonksiyonunu yürütemez, bölünüp çoğalamaz
hale gelir.
“Peki telomer meselesiyle yaşlanmanın ilişkisi ne hocam?” diyorsanız buyurun ama önce bir karar verin:
Uzun ömür -veya ölümsüzlük mü- yoksa artmış kanser riski mi?
Çünkü telomerle çok fazla oynadığınızda, hele hele telomeraz enzimini devre dışı bıraktığınızda belki ömrünüzü bir süre uzatabilirsiniz ama farkına varmadan kanserlere de davetiye çıkarabilmeniz mümkündür.
Seçim sizin!
Telomerle oynamak neden çok riskli?
“Madem telomerimiz kısaldıkça biz daha hızlı yaşlanıyoruz, o zaman bu kısalmayı önleyelim de yaşlanmayı yavaşlatalım. Bu mümkün değil mi?” gibi bir sorunun sizin de aklınıza geldiğine eminim. Aynı soru yıllardır bilim insanlarının da aklını gıdıklayıp duruyor.
Telomerlerin kısalmasına yol açan enzimin “telomeraz” olduğu biliniyor. Bu enzimin faaliyetlerini yavaşlatarak telomerin ömrünü, dolayısıyla insan ömrünü uzatmak üzerine de tonla çalışma yapılıyor ama konu bu kadar basit değil.
Çünkü “yaşlanmayan ve ölmeyen hücre” denince akla anında “kanser hücresi” geliveriyor. Kanser hücrelerinde telomer yapısı bölünme sonrasında asla kısalmaz.
Bir kanser hücresi ne kadar bölünürse bölünsün telomeri aynı kalır ve bu nedenle de kanser hücresinin bölünme sayısı sonsuz ve sınırsız kanser hücresi “ölümsüz!” olur.
Kanserle mücadelede de temel sorunlardan biri budur. Kanser hücrelerini “ölümsüz” kılan şey bir ölçüde işte o “mucize enzim” yani telomerazdır.
Bu enzimle oynadığınızda başınız fena halde belaya da girebilir. Ömre 3-5 yıl daha ilave edeyim derken kansere yakalanabilirsiniz. Kısacası biri size telomerinizle oynamayı önerdiğinde daha bir dikkatle düşünmenizde fayda var.
Neden detoks?
Kalbimiz hiç ara vermeden 24 saat güm güm çarpıyor. Akciğerimiz biz uykudayken bile nefes alıp veriyor. Beynimiz her gün milyonlarca bilgiyi depoluyor, ayrıca tonla mekanik fonksiyonun da emirlerini verip algılarını yönetiyor. Dahası gece uykuda bile faaliyetine ara vermiyor. Yürürken kaslarımızda, sindirim süresince bağırsak ve karaciğerimizde, idrar süzerken böbreklerimizde müthiş metabolik faaliyetler oluyor.
Ve bunların hepsi için sürekli enerjiye ihtiyacımız var.
Enerjiyi yiyip içtiğimiz gıdaları bedenimizde yakarak üretiyoruz ve biz de bir tür makine gibiyiz. Yakıt alıyor, o yakıttan enerji oluşturuyoruz.
Peki, bu enerji oluşumu sürecinde ortaya çıkan “atık ürünler” ne oluyor? Yanıtı aşağıdaki kutuda.
Detoks sistemleriniz sizden ilgi ve yardım bekliyor