İnsaniyet namıma
İnsaniyet namına diye bir söz vardı bizim çocukluğumuzda... Yeşilçam filmlerinde biraz abartılı şekilde kullanılsa da insan olmanın getirdiği sorumluluğu hatırlardık. Engelli milli tenisçi...
İnsaniyet namına diye bir söz vardı bizim çocukluğumuzda... Yeşilçam filmlerinde biraz abartılı şekilde kullanılsa da insan olmanın getirdiği sorumluluğu hatırlardık. Engelli milli tenisçi Büşra Ün’ün başına gelenleri okuyunca, aklıma o cümle geldi çok uzun zaman sonra.
Hikaye şu, Büşra Ün bir iş için notere gider ama Türkiye’de engelliler düşünülmediği ve ne asansör ne de platform da olmadığı için üçüncü kata çıkamaz. Yanındaki arkadaşı işlemler için yukarı çıkar, sonra Ün’ün imzası gerekir. Noterdeki görevlilerden biri toplam 25 basamak iner imzayı alır, sonra 25 basamak yukarı çıkar. Sıra para ödemeye geldiğinde bakarlar ki noter ücretine 17.74 TL yol parası eklenmiş. Noter çalışanlarının ofis dışında iş yaptıkları zaman yol parası almaları yasal, burada kanuni bir sıkıntı yok. Ancak durumun yasalara uygun olması insanlığa da uygun olduğu anlamına gelmiyor. Bırakın milli bir sporcuyu, normal bir engelli vatandaş da olsa, o parayı almamak gerekirdi. Niye mi? Çünkü yasal zorunluluklara rağmen, engelli istihdamı zaten son derece düşük seviyede. Çoğu engelli zaten zor şartlar altında yaşamını sürdürüyor.
Alınan para 17.74 TL, rakam önemli değil, zihniyet faturası çok ağır... 25 basamak inip 25 basamak çıkmak için.