Özgürlüğe çeyrek kala Deniz'den mektup var
Bakırköy’de, cezaevi kapısında Deniz’in gözyaşlarını çekecek kameralar... Ağlayacak Deniz... Uzun ve maceralı bir yolculuğun ardından eve dönen biri gibi; doktorların “Başarı şansı...
Bakırköy’de, cezaevi kapısında Deniz’in gözyaşlarını çekecek kameralar... Ağlayacak Deniz... Uzun ve maceralı bir yolculuğun ardından eve dönen biri gibi; doktorların “Başarı şansı çok az” dediği bir ameliyatın ardından hastaneden taburcu olan bir hasta gibi, bir yanda sevinç, heyecan diğer yanda yitirilmiş zaman ve kader arkadaşlarını geride bırakmanın hüznüyle ağlayacak.
Evde hazırlanan sevdiği yemeklerle dolu sofrayı gördüğünde ağlayacak... Kendisini bekleyenlerin yüzündeki kırışıklığı, saçına düşmüş akı gördüğünde de ağlayacak hatta suçluluk duyacak biraz da.
Aynada kendini seyredip, hapiste geçen zamanın hasar tespitini de yapacak ama ağlamayacak bu kez. “Yeni hayatımın ilk gecesi” diyerek gidecek yatağına ama uyuyamayacak, yapması gerekenler, özledikleri, uzun bir liste olacak aklında.
Koğuşta onsuz geçen ilk akşamı da düşünecek, arkadaşlarını anlatacak, birlikte çektiklerini, sevdiği herkesin onları da sevmesini isteyecek, çevresindeki Sevgi Çemberi o günleri unutmasını isterken. Adım gibi eminim ki, dağ gibi röportaj ve konser teklifleri listesi bekliyordur Deniz’i. Daha önemlisi, düştüğü zaman yanına uğramayan bir sürü ünlü, kameraların önünde beklediği eve geçmiş olsun ziyaretine gelecek.