‘Türkiye’nin muhteşem geri dönüşü’
20 Temmuz 1974 sabahının ilk saatlerinde, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı paraşütçü birlikleri Lefkoşa’nın hemen dışındaki Gönyeti bölgesine dalga dalga inerken, SAS birlikleri de Girne...
20 Temmuz 1974 sabahının ilk saatlerinde, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı paraşütçü birlikleri Lefkoşa’nın hemen dışındaki Gönyeti bölgesine dalga dalga inerken, SAS birlikleri de Girne yakınlarındaki küçük plajın sahilde kesimini taramış, patlayıcıların olmadığının anlaşılmasının ardından çıkarma gemileri kumsala kapak atmaya başlamıştı.Bugüne kadar kim oldukları hiç konuşulmadı ama Rumların “Çıkarma Mağusa kıyılarına mı yapılacak?” diye düşünmesini sağlamak için yükleriyle o bölgeye yollanan ticaret gemileri de tekrar Karpaz burnuna doğdu dümen kırmışlardı. Aynı dakikalarda Atina’da telefonlar çalmaya başladı. 15 Temmuz Sampson darbesinden beri “Türkiye hep konuşur ama bir şey yapamaz” diyen Albaylar Cuntası, Kıbrıs Barış Harekâtı başlayınca Türkiye’ye savaş açma kararı verdi. Ankara zaten böyle bir ihtimali hesaplamış, sınır hattında önlemler almış, tüm Ege ve İstanbul dâhil Yunan uçaklarının menzilinin yetebileceği alanlarda karartma uygulamaya karar vermişti.Fakat hem Atina hem de Ankara’nın hesaba katmadığı bir durum vardı.Tüm darbeciler gibi Albaylar Cuntası da sahip oldukları tankların büyük kısmını başkent etrafına yığmış, namluları kendi halkına çevirmişti. Sonuçta...