Bağdadi, Öcalan ve Terör!
Büyük güçler doğrudan hedef almayı sakıncalı gördükleri yerlerde dolaylı unsurları kullanırlar. Dini kendi mensuplarına, devleti kendi tebaasına, babayı kendi çocuklarına vurdurmanın maliyeti...
Büyük güçler doğrudan hedef almayı sakıncalı gördükleri yerlerde dolaylı unsurları kullanırlar. Dini kendi mensuplarına, devleti kendi tebaasına, babayı kendi çocuklarına vurdurmanın maliyeti çok daha ucuzdur.
Bir din, bir devlet, bir bölge eğer dışarıdan, doğrudan ve cepheden vurulamıyorsa terörle içeriden, dolaylı ve tabandan vurulur. Eğer bir ülkeyle ya da milletle doğrudan savaşmanın maliyeti çok pahalıysa dolaylı ve vekâlet savaşı yürütmek çok daha ucuz, akılcı ve kolaydır. Zira "Gerçek zafer, savaşmadan kazanılan zaferdir."
Türkiye'nin yıllardır mücadele ettiği PKK terörü böyle bir düşüncenin ürünüdür. ABD/İsrail ve Batı ülkeleri, Türkiye'ye vermek istedikleri mesajları uzun yıllardan bu yana PKK/FETÖ üzerinden vermiştir. Türkiye bu mesajı bir türlü anlamak istememiştir.
Soğuk savaş döneminin Marksist/Leninist terör örgütü olan PKK/PYD'nin, dün sözde İslam için mücadele ettiğini söyleyen FETÖ gibi bir örgütle birlikte bugün İsrail/ABD'nin askerliğini yapmış olmasını da kimse yadırgamamalıdır.
Emperyalist hegemon için asıl olan din, mezhep, tarikat, etnisite değil emperyalist çıkarlardır. Emperyalizm, çıkarları için neyi kullanmayı gerekiyorsa onu kullanır. Aynı anda hem FETÖ'yü hem IŞİD'i hem de PKK/PYD'yi kullanabilmesi bununla ilgilidir.
Durum terörist için de benzerdir. Her terörist de özü itibarıyla kendisini kullandırmaya hazır bir aparattır. Ancak terörist kendisini sözde davası için feda eden bir fedai olarak görür. Gerçekte terörist kendisini kullanan emperyalist gücün amacına tahsis edilmiş olan aletten başka bir şey değildir.