Dış politika: Savrulma ve sadeleşme
AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye dış politikada çok ciddi bir savrulma yaşamıştır. Bu savrulma çok hızlı bir biçimde bir ucu ABD'de diğer ucu Rusya'da olan bir sarkaç misali gidip gelmiştir.
Bu savrulmayı S-400 ile Patriot, Süleyman Şah Türbesini taşımakla Barış Pınarı harekâtını gerçekleştirmek arasında gidip gelmek olarak da özetlemek mümkündür.
AK Parti iktidarının son on beş yıllık dış politika stratejisinin özeti şudur: Kıbrıs'ta "çözümsüzlük çözüm değildir", Ermenistan'la "yüz yıllık tarihi sorun tarih olacak", ABD ile "eğit-donat", terör örgütüyle gerekirse 'baldıran zehri içeceğiz, barışı sağlayacağız' adı altında başlatılan "Çözüm Süreci", komşularla "Sıfır sorunlu dış politika", ilişkiler yönetilirken "bir adım önde olmak" bağlamında planlara "yes be Annem" diyerek sonuç alınacağı hesaplanmıştı.
Geleneksel olarak "üç tarafı denizle dört tarafı düşmanla sarılı bir ülkeyiz" gibi bir paranoya paradigmasından çıkılacak, "monşerler diplomasisi" terk edilecek söylendi.