İktidarın gözüne uyku girmemelidir!
Uluslararası ilişkiler çıkarların, zekâların, kestirimlerin ve trendlerin okunması işidir. Oluşturulan stratejiye göre de tedbirlerin alınması, taktiklerin belirlenmesi ve adımların zamanında atılması...
Uluslararası ilişkiler çıkarların, zekâların, kestirimlerin ve trendlerin okunması işidir. Oluşturulan stratejiye göre de tedbirlerin alınması, taktiklerin belirlenmesi ve adımların zamanında atılması sorunudur. Nihayet bu bağlamda ülkelerin sınırlarını bilme, rakipleri tanıma, çıkarları tanımlama, olanı biteni anlama, önleme ve çözme işidir.
Irak ile İran savaşıyla başlayan, ABD'nin Irak'a müdahalesiyle zirveye tırmanan ve nihayet Suriye'ye uluslararası müdahaleyle çığrından çıkan gelişmeler Türkiye tarafından yeterince anlaşılamamıştır.
Büyük Orta Doğu'da "demokratikleştirme, özgürleştirme ya da kimyasal/biyolojik silahlardan arındırma" adıyla başlatılan her projenin hedefinde şu veya bu ölçüde Türkiye ve İran vardı.
Emperyalist güçler daha doğrusu ABD, Orta Doğu'yu dizayn ederken Türkiye gibi ülkeleri darbe, darbe girişimi, terör ve iç çatışmalarla meşgul etmişlerdir.
Türkiye, ABD ile kurduğu ilişkiler ve yönlendirmeler nedeniyle Orta Doğu'dan gerçek anlamda hep uzak tutuldu. Türkiye ülke çıkarlarını merkeze koyan siyasetler izlemeye başladığında darbelere muhatap oldu.
Türkiye'de TSK'ya yönelik olarak gerçekleştirilen Ergenekon/Balyoz davaları, PKK terörü ve 15 Temmuz darbe girişimi doğrudan doğruya Türkiye'yi iç kargaşayla içine kapatarak, kendi kendisiyle meşgul ederek sınırlarını, çevresini dizayn etmekle ilgiliydi. ABD 'en iyi müttefikimiz' dediği Türkiye'ye karşı PKK/YPG'yi düzenli ordu haline getirdi. Teçhiz etti, donattı, eğitti ve sınırda konuşlandırdı.