Kıyafet değil liyakat yüceltir!
III. Selim, Yeniçerilerin Rus seferinde olmasından faydalanarak, yeni askeri düzen ve yeni kılık kıyafeti askerler arasında yerleştirmek istiyordu. Bazı kaynaklar III. Selim'in Nizâm-ı Cedîd elbisesi ile Cuma namazına gidip...
III. Selim, Yeniçerilerin Rus seferinde olmasından faydalanarak, yeni askeri düzen ve yeni kılık kıyafeti askerler arasında yerleştirmek istiyordu. Bazı kaynaklar III. Selim'in Nizâm-ı Cedîd elbisesi ile Cuma namazına gidip askere örnek olmak istediği, böylece Karadeniz Boğazı'ndaki yamaklara da aynı elbiseyi giydirerek, onları da Nizâm-ı Cedîd askerine dâhil etme arzusunda olduğunu yazar.
Padişah, Sekbanbaşı Arif Ağa'yı çağırarak, "Ağa lala ben bu cum'a şemseli kaput ile Nizâm-ı Cedîdim elbisesiyle câmi'e gitmek murâd-ı şâhânem olmağ ile sen dahi bana tebâiyet etmek lâzımdır" der.
Sekbanbaşı Arif Ağa, bu durumun sakıncalarına dikkat çekerek padişahı bu işten vazgeçirmeye çalışınca, III. Selim "Bak papaz sen benim devletimin nâzırı değilsin; benim emrim elzemdir" şeklince cevap vererek Bostancıbaşı Şakir Hasan Bey'i çağırarak niyetini ona açıklar.
Bostancıbaşı; "Nola efendim, ben kulum, onlara libâs (elbise) değil şabka dahi giydirmek senin himmetinle mümkündür" der.
Geri kalmanın gerçek nedeni!
III. Selim, bu teşebbüsünün bedeli olarak başını verecektir. Kısacası kılık ve kıyafetin Türkiye coğrafyasındaki hikâyesi derindir.