Kurulmadan iktidarı sarsan parti

Akşener liderliğinde henüz kurulma aşamasında olan parti titretiyor, ürpertiyor, sarsıyor. Bu oluşuma karşı yapılan saldırıların kontrolsüz, dengesiz, seviyesiz ve ölçüsüzlüğünün...

Akşener liderliğinde henüz kurulma aşamasında olan parti titretiyor, ürpertiyor, sarsıyor. Bu oluşuma karşı yapılan saldırıların kontrolsüz, dengesiz, seviyesiz ve ölçüsüzlüğünün nedeni budur.Kimisi henüz kurulmayan partinin olmayan programını yerden yere vuruyor, kimisi yüzde yüz vatansever bir girişimi NATO'cu, FETÖ'cü, KETO'cu olmakla itham ediyor. Abuk sabuk sayıklamaların bini bir para…Akıl sağlığı yerinde olmayan bunamışların iftiraları anlaşılabilirdir. Ancak bu suçlamaları ömrünü yabancı ideolojilere tahsis etmiş, kimisi zaman Maocu, kimi zaman Esatcı, kimi zaman Putinci olmuş ama hiçbir zaman Türk ve Türkiyeli olamamış olanlardan gelmesi de garip bir tecellidir.Zorla "dinime dahleden bari Müselman olsa" sözünü söylettiren bir durum söz konusudur.Ortada 'Çözüm Süreci' ihaneti, "BOP Eş başkanlığı", Kozmik Oda provokasyonu, FETÖ'yle 'aynı menzilde yürümek' ve devlete kumpas kuran çeteye ne istedi ise vermekten sabıkalı bir iktidar var. Yanaşma muhalefet iktidarı bırakmış, henüz kuruluşunu tamamlamamış, adı dahi açıklanmamış bir siyasi oluşuma saldırmakta.Muhalefete muhalefet etmek ancak ahmakça bir siyaset yürütenlerin işi olabilir. AKP'nin Akşener'i engelleme girişimleri anlaşılırdır çünkü onların ellerinde kaybedecekleri bir iktidar vardır. Peki, muhalefetin korkusunun nedeni nedir?Herhalde bu sorunun cevabını da Kör Niko'nun meyhanesinde demlenenler verecektir!Engeller, iftiralar ve ithamlar!Yeni partinin iktidara talip olarak ortaya çıkması, daha kurulmadan halktan gördüğü destek, kendisine yönelik her türlü provokasyona hazırlıklı olmasını zorunlu kılmaktadır. Malum 'hamama giren terler'.İktidar mahalli idaresi, medyası, sermayesi, bürokrasisi ve burjuvazisiyle Akşener özelindeki yeni oluşuma pervasızca saldırmaktadır.Aldıkları işaret gereği yeni siyasi harekete yönelik her türlü engelleme, iftira ve suçlama hadsiz hesapsız bir biçimde yapılmaktadır. Amaç daha bu hareketi doğmadan boğmaktır. Ortada hiçbir neden yokken yeni oluşuma karşı hıncını ifade eden, kinini kusan, kızgınlığını dışa vuran, öfkesini yansıtan AKP'nin medyadaki algı yöneticilerinin görevi budur.Havuz medyasındaki zevata yüklenen misyon, AKP'yi övmek, yüceltmek, kutsamak iktidara alternatif olma ihtimali olanları suçlamak, iftira etmek, saçıp savurmaktır.AKP'nin 7 Haziran korkusu!Görünen o ki AKP, kuruluş aşamasındaki partinin ayak seslerini almıştır. Kurulma aşamasındaki bu parti, geleneksel iktidar/muhalefet dengesini fena halde bozma sinyalleri vermektedir. AKP yetkilileri yaklaşık on beş yıllık iktidarlarında ilk kez toplumsal bir hareketin siyasallaştığını fark etmiştir.Millet, partisiyle buluşmak üzeredir. Parti lideri Akşener'e olan güven mevcut muhalefet liderlerine duyulanın çok üstündedir. İktidar yetkilileri bu nedenle bu hareketin önünü kesmek, itibarını infaz etmek, kuruluşunu engellemek için strateji üstüne strateji geliştirmektedirler.AKP, Türkiye'yi parti devletine dönüştürme yolunda son virajı dönmek üzereyken yeni parti engeliyle karşı karşıya gelmiştir. Paniğin nedeni budur. İktidar tam dişine göre bir muhalefetle Türkiye'yi tek kişi rejimine götürürken mevcut muhalefet partilerinden farklı bir oluşumla karşılaşması yüzünden paniklemiştir.Akşener liderliğindeki yeni oluşum daha kuruluşunu tamamlamadan iktidara, 7 Haziran korkusu yaşatmaya başlatmıştır.. Nitekim AKP Genel Başkanı, "AK Parti kaybederse Türkiye kaybeder" söylemlerini bunun için etmektedir.Yeni parti daha şimdiden iktidarı sarsmaya başlamıştır. Bir taraftan Akşener'in yeni oluşumunun önünü kesmek diğer taraftan halka çektirilen sıkıntının bedelini birkaç şahsa yüklemek AKP'nin yeni stratejisidir.Kendisine "Milletin adamı" sıfatını verilen Erdoğan'ın milletin seçtiği belediye başkanları ve başbakanı (Davutoğlu) bir işaretle alaşağı etmesi de yaşanan telaşın boyutunu göstermektedir. Erdoğan "Makama gelirken iyi, 'boşalt' demek neden yadırganıyor?" diye soruyor.Cevabı bir cümledir: Milletin getirdiğini ancak millet götürür de ondan!

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Vatandaşın gündemiyle siyasetin gündemi! 02 Şubat 2021 | 314 Okunma HDP'yi kapatmamak! 29 Ocak 2021 | 349 Okunma "Mazlumun ahı indirir Şahı" 26 Ocak 2021 | 660 Okunma Milli güvenlik ya da ağır uyku! 22 Ocak 2021 | 212 Okunma İktidarların düşmana ihtiyacı vardır! 19 Ocak 2021 | 384 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar