Övünme, böbürlenme, kibirlenme!
Rahip Brunson'u bahane eden ABD, Türkiye'ye yönelik tehditlerini sürdürüyor. Dahası ABD tehdidi somut adımlarla uygulamaya da sokmuş durumdadır.ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi bu bağlamda Türkiye'nin uluslararası...
Rahip Brunson'u bahane eden ABD, Türkiye'ye yönelik tehditlerini sürdürüyor. Dahası ABD tehdidi somut adımlarla uygulamaya da sokmuş durumdadır.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi bu bağlamda Türkiye'nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan bir yasa tasarısını kabul etti.
Bununla kalmadı, Mike Pence, Brunson'ın serbest bırakılmaması halinde Türkiye'ye yönelik yaptırımların devreye gireceği tehdidini içeren bir konuşma yaptı.
ABD Başkanı Donald Trump bir adım daha ileri giderek, "Amerika Birleşik Devletleri, Andrew Brunson'un uzun süreli tutukluluğundan ötürü Türkiye'ye büyük yaptırımlar uygulayacak" dedi.
Pentagon'dan Savunma Bakanı Jim Mattis'in, Trump'ın Türkiye'ye yönelik yaptırım tehdidinin iki ülke arasındaki askeri ilişkileri etkilemediğini, Türkiye ile yakın çalışmaya devam ettiklerini söylemesiyse Türkiye'de iktidarı alkışlamakla görevli medya tarafından konunun Pentagon/Beyaz Saray çelişkisine indirgemesine neden oldu.
Aklını iktidara endekslemiş güruh, ABD'nin bu düşmanca tavrına karşı "Türkiye, köprülerin atılacağı bir ülke değil, köprünün bizzat kendisi. Türkiye'yi kaybeden, bölgeyi kaybeder, en hafifinden çok zor duruma düşer" türünden değerlendirmeler yapmaktadır.