Siyasette doğum sancıları!
Halkın oyuyla seçilen belediye başkanları "metal yorgunu" diye görevden alınmıştı. Fiilen seçim kazanmış bir siyasi parti genel başkanı ve Başbakan (Davutoğlu) talimatla görevden...
Halkın oyuyla seçilen belediye başkanları "metal yorgunu" diye görevden alınmıştı. Fiilen seçim kazanmış bir siyasi parti genel başkanı ve Başbakan (Davutoğlu) talimatla görevden uzaklaştırılmıştı. Ardından da "düşük profilli" birisi aranmış ve onunla vaziyet idare edilmişti. Sonra da bir ittifak kurularak parlamenter sistem değiştirilmiş ve siyaset literatüründe adı ve esamesi olmayan "Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi" getirilmişti. Bu duruma bağlı olarak ekonomide kötüleşme olmuş, zamlar birbirini izlemiş, yıllardan sonra tanzim satışlar vasıtasıyla piyasa dengelenmeye çalışılmıştır.
Mevcut sistem gereği siyasi partilerin tek başına halihazırdaki usul, ilke ve sınırlarıyla %50 artı biri elde edemeyeceklerini bildiklerinden ittifak yapmak zorunda kalmışlardır. Böylece siyaset tarihinde bir ittifaklar dönemi açılmıştır. Böylece örneğin; Türk Milliyetçiliğini 'ayakları altına' alanlarla 'baş tacı' edenler bile birbirleriyle ittifak kurabilmiştir.
Bu durum iktidar taraftarlarının dahil toplumun bilinçaltında rahatsızlık yaratmıştır. Toplumun büyük bir kesiminde siyasetteki seçeneksizlik yüzünden, halk tabiriyle içinden gelerek değil ehven-i şer bağlamında oy kullandığı anlaşılmıştır. Bu gelişmeler siyasette yeni arayışlara neden olmuştur.
Bu durum birbirine kökten karşıt olan siyasi anlayışları birbirlerine yaklaştırmıştır.
Yanlış siyaset kötü ekonomi!
İktidarın Kıbrıs'ta "çözümsüzlük çözüm değildir", Ermenistan'la "yüz yıllık tarihi sorun tarih olacak", ABD ile "eğit-donat", terör örgütüyle gerekirse 'baldıran zehiri içeceğiz, barışı sağlayacağız' adı altında başlatılan "Çözüm Süreci" gibi politikalar iflas etti. Hele hele "komşularla sıfır sorunlu dış politika" hemen hemen bütün komşularla birden fazla sorunlu bir dış politika üretmesi halkın kafasını fena halde karıştırmıştır.