Suriye'de akılcılığa dönüş!
Bir strateji düşmanı azaltıyor dostu artırıyorsa akılcıdır. Bir strateji dostu kapsıyor düşmanı uzaklaştırıyorsa doğrudur. Bir siyaset düşmana komşu, komşuya düşmansa...
Bir strateji düşmanı azaltıyor dostu artırıyorsa akılcıdır. Bir strateji dostu kapsıyor düşmanı uzaklaştırıyorsa doğrudur. Bir siyaset düşmana komşu, komşuya düşmansa yanlıştır. Bir siyaset tarihe, coğrafyaya, ekonomiye, kültüre ve gerçeklere uygun olması halinde kalıcı olur.
Emperyalist odaklarla yapılan "Suriye'nin dostları" toplantıları, ABD ile birlikte yapılan "eğit-donat" faaliyetleri, Süleyman Şah türbesinin "nakledilmesi" ihaneti, Kobani'ye Türkiye üzerinden Peşmergenin taşınmasına izin verilmesi, dört milyonu aşkın Suriyeli göçmenin Suriye sınırları içinde tutulması için harekete geçmemek de akıl ve mantık dışıydı. Suriye'nin kuzeyini ABD ile PYD/PKK'nın istediği gibi tasarruf ederken Türkiye'nin seyretmesiyse başlı başına faciaydı.
Esad'ı Suriye'nin değil de Türkiye'nin iç sorunu olarak görmek ve göstermek de yanlış üstüne yapılmış yanlıştı. Zira Esad Suriye halkının, Sisi de Mısır halkının sorunuydu.
Dahası Suriye'yle Türkiye arasındaki mayınların toplanması girişimleri de, Türkiye ile Suriye arasına duvar örme girişimleri de yanlıştı. "Emevi Camii'nde namaz kılma" söylemleri de, karşılıklı uçak düşürme faaliyetleri de bölge çıkarlarına hizmet etmeyen girişimlerdi.
Barzani'nin "bağımsızlık" referandumunu durdurmak için Türkiye/Irak/İran arasındaki girişim Türkiye'nin en stratejik müdahalesiydi.
Afrin, Fırat Kalkan'ı harekâtları ise Türkiye'nin altını oyma girişimlerine verilen bir cevaptı ve geç kalmış en doğru operasyondu.