Yıpratılan kurumlar ve çiğnenen anayasa
Sokrates, "Devleti ya bilgeler yönetmelidir, ya da devleti yönetenler bilge olmalıdır" der. Yani her şart altında ahlaki, ilmi ve insani vasıflarla donatılmış insanlara ülke yönetiminin bırakılması gerektiğini...
Sokrates, "Devleti ya bilgeler yönetmelidir, ya da devleti yönetenler bilge olmalıdır" der. Yani her şart altında ahlaki, ilmi ve insani vasıflarla donatılmış insanlara ülke yönetiminin bırakılması gerektiğini söyler.
Bilge olduğu sanılarak devletin başına getirilenler, gerçekte böyle değil de cahil ve kötü niyetli çıkarlarsa onların kötülüğünden devleti ve toplumu nasıl koruruz, sorusunu da "Öyle bir yapı meydana getirilmelidir ki bu yapı, devletin başına kim gelirse gelsin topluma hayırlı ve yararlı işler yapmaktan başka bir yol bulamasın" der.
Bir anlamda iktidar erkinin hata yapma ihtimaline karşı toplum, bu uygulamalardan kurumsal yapılar tarafından korunacaktır. Günümüzde kuvvetlerin ayrılığı, anayasal devlet, yargı bağımsızlığı gibi kavramların amacı da budur.
Binlerce yıl öncesinden bugüne kurumların ve yapıların toplum hayatı bakımından ne kadar öneme haiz olduğuna hep dikkat çekilmiştir. Uzun yıllar Türkiye siyasetinin önde gelen aktörleri kurum ve yapıların yıpratılmamasına özel bir önem atfetmişlerdi.
Her kurum ve değer siyasileşirse!
"Kışlaya, okula, camiye ve adliyeye siyaset sokulmamalı" vurgusu bu hassasiyetin sonucu olarak o dönemin siyasetçileri tarafından sık sık ifade ediliyordu.