Ağanın çiftliği
Peygamberler, ağanın çiftliğini kendi keyfine ve kendi çıkarına göre yöneten kâhyalar değildir. Ama mezhep, tarikat, cemaat önderleri ve şeyhleri ise taşeron firma yöneticilerinden farksızdır. Emekçiyi...
Peygamberler, ağanın çiftliğini kendi keyfine ve kendi çıkarına göre yöneten kâhyalar değildir. Ama mezhep, tarikat, cemaat önderleri ve şeyhleri ise taşeron firma yöneticilerinden farksızdır. Emekçiyi (mümini) yüzlerce yıldır durmadan ezmekte ve sömürmekteler.
***
Ebu Bekr (Abu Bakr) Râzî (864-924) taa 9. yüzyılda, 1200 yıl önce fark etmiş bu düzeni, “Tanrı’nın bazı insanlara peygamberlik görevi verdiğini ve onları izlenmeleri gereken model yaptığını nereden çıkartıyorsunuz?” diye soruyor. André Gucksmann + Nicole Bacharan + A. Meddeb’in ortaklaşa yazdıkları Özgürlüğün En Güzel Tarihi (1) adlı kitaptan aktardım. Râzî’den aktaran da rahmetli dostum şair ve filozof Abdelwahab Meddeb.
***
Gerçekten de Tanrı’nın peygamberlere, peygamberlerin de mezhep, tarikat ve cemaat şeflerine neden ihtiyaçları olsun? Tanrı ile insan arasında neden bir aracıya, bir tercümana ihtiyaç olsun? Bunun böyle olduğunu peygamberler ve dinlerinin hiyerarşisi söylüyor.
Kutsal Kitapları tanık gösteriyorlar. Bunun üzerine bağımsız ve özgür insan aklı soruyor: Kutsal Kitapları Tanrı’nın gönderdiğinin kanıtı var mı?
Akıl, aklını Ortak Akıl’a teslim etmediyse böyle şeyler sorar. Dinbazların hangi hakla racon kestiğini de sorar. Aklını kullandığı zaman sıradan halk da dini kullanan siyasal partiye: “Siz ne hakla Tanrı’nın ve Peygamber’in yetkili acentası oluyorsunuz?” Başka şeyler de sorar. Bu nedenle, din taşeronları, müteahhitleri, sömürgenleri soran Akıl’dan korkar.
***