Bir yıl olmuş
Cumhuriyet’te 18 Eylül 2018 günü yazmaya başladım. 2018’de 45 yazı, 2019’da bugüne kadar 112 yazı. Toplamı: 157 yazı. Bu yıldönümünde, eski bir yazım geldi aklıma. Bunun üzerine...
Cumhuriyet’te 18 Eylül 2018 günü yazmaya başladım. 2018’de 45 yazı, 2019’da bugüne kadar 112 yazı. Toplamı: 157 yazı. Bu yıldönümünde, eski bir yazım geldi aklıma. Bunun üzerine Cumhuriyet’e geliş yolumun öyküsünü yazmaya karar verdim:
***
1960 yılının haziran ayında, Kızılay’da bulunan, dönemin ünlü kahve-lokantası Piknik’in önünden geçiyordum. Adımın çağrıldığını duydum ve baktım: Ahmed Arif ile Mehmet Kemal terastan el ediyorlar. Yanlarına gittim. Bana içki ısmarladılar. Okulu sordular. Mezun olduğumu ve atamamın yapılmasını beklediğimi söyledim. İkisi de Ankara’dan ayrılmamın doğru olmayacağını söylüyordu. Ahmed Arif, “Lan oğlum sana öğretmenlik yaptırmazlar, yarın gel bizim gazetede işe başla” dedi. Mehmet Kemal de aynı düşüncedeydi, “Seni Ankara Radyosu’na sokalım” dedi. Müdürü tanıyormuş. Ben askerliğimi yapıp Ülker’le evlenmeyi düşünüyordum, öğretmenliği seçtim. Söyledikleri doğru çıktı: Öğretmenlik yaptırmadılar, televizyoncu oldum ve 20 yıldır gazete yazarıyım.
***
70’lerin başında televizyondaydım. Türk Dili dergisinde Attilâ İlhan üzerine bir yazı yayımladım: Onu üçe bölüp önem sıralaması yapıyordum: Fikir adamı ve denemeci, romancı ve şair. Kabul edilen sıralamayı tersine çevirmiştim. Birkaç gün sonra işyerime telefon etti, “Müsaitsen, yarın, saat beşte Bilgi Yayınevi’ne gel, konuşalım” dedi.
Gittim. Yaptığım sıralamaya hiç değinmedi. “Senin donanımın çok iyi. Bu tür yazıları sürdürmelisin ve bir gün bir gazetede yazmayı mutlaka düşünmelisin” dedi. Beni iyi anlayan insanların başında geliyordu. Beni çok sevdiğini üçüncü kişiler söylerdi. İnsanlarla nasıl konuşulacağını çok iyi bilirdi.
***